19 Eylül 2014 Cuma

Vakıf'ın Sınırı, İsaac Asimov



Vakıf’ın kuruluşundan 500 yıl sonra 1. Vakıf’ın önde gelenlerinden Golan Trevize, konseydeki çatlak ses, Seldon Planı’nın artık işlemediğini açıkladığı için Belediye Başkanı “Tunç” Branno tarafından sürülür. Esas plan tehlikeli bir politik rakibi paratoner gibi kullanarak 2. Vakıf’ın ortaya çıkmasını sağlamaktır.  Aynı zamanda 2. Vakıf’ta da genç bir politik rakip , Gendibal, Seldon Planı kusursuz olduğu için daha gizemli bir grubun her iki Vakıf’ı da denetlediğini iddia etmektedir. Arz’ı aramakla görevli olan ( görünürde ) Trevize ve yol arkadaşı daha büyük bir arayışın içine çekileceklerinden habersiz Trantor’a doğru yola çıkarlar...



Golan Yenilikçiliği temsil ederken vakıf Gelenekçiliği, Planın da dinleşmiş kaderciliğini ardına alarak korumakta ve statükonun tezahürü. Baskı oluştumak için politik figürlerin Seldon planını bir din gibi dayatıp kullanması, inisiyatif kullanımını ve risk almayı Vakıf toplumunda ortadan kaldırmış. Kendini sürekli güncelleyen ve kriz anlarında peygamberinin imajını çağlar ötesinden bile çağıran bir kutsal kitap gibi görülebilir Seldon Planı. Asimov, siyasal ve güvenlik otoritelerini sorgulayıp bireyin önemini açıktan Bayta Darrell’in Katır’ı durdumasına atıf yaparak bireyciliği yüceltiyor. Vakıf artık bir Federasyona dönüşmüş ve ekonomik, siyasal, teknoloji ve nüfuz açısından çok gelişmiş durumda. Statüko temsili 1. Ve 2. Vakıf arasından serbest hareket eden bir motif.


 Makyavellist argümanların çoğunu bünyesinde toplayan Branno, kör iktidarı, “iktidar için iktidar” motifini temsil etmekte. 2. Vakıf İmparatorluk kurulunca yöneticilerini çıkaracak bir kurum olarak 1. Vakıf’ın açıkça rakibi, iç grup –dış grup çatışması bu tema üzerinden işlenmiş. 2. Vakıf’ta tıpkı ilki gibi kendi kibrine yenik düşerek Seldon Planı’nı uzatmış ve İmparatorluk’un kurulmasından sonrası da dahil olmak üzere ( Hiper Plan ) hesaplanmış. 2. Vakıf’ın evren ve 1. Vakıf üzerindeki denetleyici kimliği ve Gendibal tarafından ortaya atılan onların denetlendiği endişesi gizli Platon atfı olarak okurun karşısına çıkıyor. ( “Gözetmenleri kim gözetleyecek” / Devlet ) Gendibal’a kurulan sıradışı tuzak paranoyasının doğru olabileceği şeklinde bir his yaratmada kullanılmış hoş bir kurgu oyunu. Bireyciliği yücelttiği belli olan yazar metinin de bireyleri ön plana çıkarmış: Trevize ve Gendibal arasında ayrımlanan kurgu içinde gizlenmiş Charles Darwin / Türlerin kökeni ve Einstein atfı bulunuyor.



 Karel Capek’in “ robot” tanımına atıfta bulunan yazar, çifte ajanlar, akıl oyunları, hassas politik manevraları ve bilginin sorgulanmasını içeren sürükleyici bir arayış öyküsü kaleme almış.  Yazar, kendi eserlerinden “ Sonsuzluğun Sonu”, “Robot serisi” ne atıfta bulunurken uzay yolculuğu ve araçların ergonomisi, koku sorunu  gibi konularda son derece ilginç çıkarımlarda bulunmuş. Gaia’yı çevreleyen gizem, efsaneler ve batıl inançlarla güçlendirilmiş, insanlardan daha gelişmiş bir gücün Şaysel sektörünü koruduğu düşüncesi Kardashev ölçeğine göre 3. Seviyede bir uygarlıktan daha gelişmiş ne olabilir sorusunu gündeme getiriyor. Çoklu evren kuramını kullanan metin, dom adlı karakter üzerinden “ aşkıncılık” akımına ait argümanlar yürütmüş. Tüm serilerin kesiştiği romanda Trevize’nin Gaia için önemi üzerinden varoluşçu argümanlar yürüten yazar, Katır’ın da Gaia’dan geldiğini okuruyla paylaşarak gizemi derinleştiriyor.


Mantık düelloları ile keskinleşen eser, insanlardan ayırt edilemeyecek kadar gelişmiş robotların “ Sonsuzlara” dönüştüğünü ifade ederek bu motif üzerinden insanlık sorgusuna gireceğinin sinyalini veriyor. Toplu bir zihin olarak kurgulanmış Gaia , kelime anlamıyla “ yaşayan” bir gezegen. 1. Vakıf, 2. Vakıf ve Gaia arasında uzayda gerçekleşen düello tüm grupların geleceklerini açığa çıkarıyor. Tüm bu grupların kaderini elinde tutan ise Golan Trevize. Üç Robot Yasasına atıfta bulunan yazar, determinizm ve özgür irade tartışmasını son bölüme saklamış.  İnsanlık sorgusunu son bölümde ele alan yazar 2 şüpheyi havada bırakarak metnini doyurucu bir şekilde kapatmış: 1- Robotlar insanlığı denetlemek ve korumak için geride kalmış ve saklanmış olabilirler mi? 2- arz hakkındaki kayıtların silinmesinin sorumlusu kim?

17 Eylül 2014 Çarşamba

Ölüm Merhamet Bilmez, Al Ewing



Salgın’dan sonra içinde sadece 3 kişi kalmış küçük bir kasabada rutine bağlanmış bir yaşam sosyopat Cade’yi boğmaktadır. Aşığının insülin ihtiyacını karşılamak için San Fransisco’ya gitme kararı alan Cade, yamyamlarla , püriten fanatik ve kıyamet sonrası hippileriyle dolu ölümcül bir şehirle yüzleşmek zorunda kalacaktır...

Şiddet dolu bir geçmişi olan Cade,  kendi bedeni ateşli silahlardan çok güvenen basit aletleri tercih eden izole ve sessiz bir karakter. Cade’nin bilinçaltı analizleri taze ve ilginç görüşler sunuyor. Shakespeare atfı yapan yazar, başarılı tasvirlerle aktarmış San Fransisco’yu. Hiçbir koşulda çocukların ve kadınların canını almayan Cade’in ilk karşılaştığı grup, liberal ve özgürlük yanlılarına kendi haçlı seferini başlatmış olan gözü dönmüş bir papaz ve yanlıları oluyor. Çarmıh motifini ritüel ve kurguda sıklıkla kullanan yazar, Cade’in sınanmasına Viking adetlerine ve Odin’in yggdragsill’e asılmasına gönderme yapıyor. Sosyal evrimde gerilenme kıyametle beraber gelmiş ve kaynakların azalmasıyla yamyamlık geri dönmüş. Ünlü bir yatırım uzmanı olan Strong’un zamanla yamyam dönüşmesi, tebaası sefalet ve pislik içinde yaşarken prensler gibi giyinip gezmesi çarpıcı bir tezat olarak okurun karşısına çıkıyor. Tüm bankacıların yamyam olması gibi motifler çok da gizli olmayan materyalizm ve neoliberalizm eleştirilerinin tezahürü olarak okurun karşısına çıkıyor.

Dunning Kruger sendromu göndermesini Cade’in geçmişi üzerinden yapan yazar Makyavellizm eleştirisini metindeki tüm liderler üzerinden götürmüş. Militarizm eleştirisi için Cade’in komutanı Yüzbaşı Dollings üzerinden götüren Ewing, kara mizah ve ironilerle yüklü metninde okurunu gülümsetmeyi başarıyor. Scoby Doo atfı yapan yazar, hippi karakterleri çizgi filmdeki karakterlerin dış görünüş ve karakteristiklerini yansıtacak şekilde işlemiş. Dr. Clearly’nin topluluğu gerçeklikten kaçmak için spor,seks,tiyatro ve saykodelik ilaçları kullanıyor. Beyaz hapın libidoyu, siyahın ise thanatosu temsil ediyor. Freudyen önermeleri gereğinden fazla kullanan metinde papaz anal sadistik, yamyam lideri oral fiksasyonu olan, Dr. Clearly ise hebefreni özellikleri sergileyen tiplemeler olarak kurgulanmış.




Safkan bir psikopat olan Cade, “ catharsis” için hap aldığında ortaya çıkan sonuç, bir kan deryası oluyor. İç grup – dış grup çatışmaları metinde ciddi yer kaplasa da zayıf işlenmiş. Çiçek çocukların San Fransisco’daki yıkımın neredeyse tamamından sorumlu olması abartılı ve tutarsız bir tezat. Clearly ve Charles manson benzetmesi yerinde kullanılsa da her gece tekrarlanan sadomazoşist ritüel, Manson’un “modus operandi” ( çalışma tarzı) siyle herhangi bir yakınlık taşımıyor. Fuel-Air karakteri, Cade’in sağduyusu, vicdanı ve hayatta kalma içgüdüsünün bir tezahürü olarak kurgulanmış olmakla beraber fazla inandırıcılık taşımıyor. Metindeki ciddi tutarsızlıklar, tatmin edici olmayan son; ortalamanın altında bir deneyim sunmakla beraber kıyamet sonrası romanlardan hoşlananlar tercih edebilir.


16 Eylül 2014 Salı

Ralph 124C 41+, Hugo Gernsback



2660 yılında, hava durumun dahi kontrol edilebildiği bir gelecekte telefon hatlarının karışması sonucu Alice 212B 423’le tanışan dahi bilim adamı Ralph 124c41+, kadına aşık olur. Teşekkür etmek için şehre gelen Alice’i gezdirirken okurları da 2660 yılında bir gezintiye çıkaran Hugo Gernsback, modern bilim kurgunun temel eserlerinden biri olan metinde çağının çok ötesindeki görüşlerle gelecek çağlar içinde onu okuyacak herkes için sürükleyici bir yolculuk sunuyor.



1911 yılında yayınlanan eser, hala “eter kuramını “ kullanıyor.  Eserde çok ilginç tesadüfler mevcut; örnek vermek gerekirse daha “ New York Times” basılmaya başlamadan gazetenin adından bahsetmesi gibi. Yazar, bilimsel arayışın kişi üzerindeki yabancılaştırıcı etkisini Ralph üzerinden sorgularken yükselmekte olan bilimsel merak ve buluşlar çağının da esintilerini içinde barındırıyor. Bu motif dahilerin , bilim adamlarının kendilerine değil “topluma  ait oldukları” ifadesiyle de vurgulanıyor. Uçakların ve iletişim teknolojisindeki ilerlemeleri öngören yazar, Odysseia atfında bulunmuş. Düşünceyazar, pul büyüklüğünde elektrolitten gazeteler, videofonlar gibi ilginç icatlarla dolu Marslılarla temasın sağlandığı gelecekte yazar, nükleer enerjiden bahsetmeye çok yaklaşmış. Maglevleri öngören yazar, “yaşayan ölü köpek deneyi” ile kiryojeyini de metninde kullanmış. Fosil yakıtlara bağımlılığın ortadan kalkacağını savunan yazar, doğalgaz, güneş enerjisi gibi sürüdürülebilir kaynakların kullanılacağını 1900’lerin başında ifade etmiş!



Moleküler gastronomiyi öngören yazar, “ bilim restoranları”nda sıvı yiyecekler tüketilmesi gibi motiflerle bilim kurguya çok sayıda katkıyı bünyesinde barındıran eser, ışıklandırılmış spor tesisleri ile geceleri de spor yapılacağını öngörmüş. Yazarın kurguladığı teletiyatro günümüzün Tv’sine şaşırtıcı derecede benzemekte. “Doğal olarak” Amerika’nın önderlik ettiği dünyada insanlar 120 ila 140 yıl yaşıyorlar; hastalıkların hepsini önlemek için kullanılan radyasyon tekniği tüm hastalıkların kökünü kazımış. Nüfus 15 milyarın üzerinde. Isı izolasyonlu süper seralarda gıda yetiştiriliyor ve ısıtmak için jeotermal enerji kullanılıyor. Damla sulama ve aerosol sistemlerini öngören yazar, sentetik gıdaların ana gıda türünü olacağını ifade etmiş. Nakdin ortadan kalktığı, tüm banka ve tahvillerin devlet kontrolünde olduğu gelecekte x- ray’in farklı kullanım alanlarını açıklayan yazar, uzay araçlarının koşulları ve dış uzayda ilgili öngörülerin doğruluğu konusunda şaşırtıyor.



Nasa’nın kuyruklu yıldız savunmasını 70 yıl önce kuramsallaştıran yazar, “Güzel ve Çirkin” atfında bulunmuş. Çok da tatmin edici olmayan bir aşk dörtgeninde ilerleyen kurgu Marslı Llysarah, Fernand gibi rakiplerin Alice’i kaçırmasıyla hız kazansa da okuru içine çekmeyi başaramıyor. Ralph, çok sayıda bilim dalında uzmanlaşmış bir süper dahi olarak tutarlılık sergileyemezken ( metalürji, astronomi, fizikçi, kimyager, biyolog, malzeme bilgini ve daha niceleri.. ) metnin sonlarında doğaya tahakküm arzusunun verdiği endişeyi hayatta kalanın suçluluğu ile harmanlanıyor.



 Metnin sonunda doğa üzerine zafer kazanan bilim çağın bilime karşı olan tutkusu ve kibrini son derece güzel yansıtmış. Ralph’i geleceği anlatan bir megafondan daha fazlası olarak kullanamasa da yazar okurunun ağzını açık bırakacak derece başarılı tespit ve öngörüleriyle neden temel eserlerden biri olduğu anlaşılan son derece güçlü bir metin kaleme almış bulunmakta.

14 Eylül 2014 Pazar

Toplumsal Düzenin İnşası: Polis Erkinin Eleştirel Teorisi, Mark Neocleous




Geç  15. Yüzyıldan beri Avrupa’daki politik söyleminin, ağırlıklı olarak polis kavramı etrafında şekillenmiş olduğunu belirterek metni açan yazar; feodalizmin çöküşünden sonra, politik ve hukuki dayatmaların merkezileşmiş ( ve askerleştirilmiş ) bir odağa kayarak oturduğunu, daha önce kilisenin karar verme yetkisi olan birçok konunun şehirlerin gelişmesiyle beraber kent otoritelerinin yetkisine girmeye başladığını vurguluyor. Politik düzenin sağlanması için yeni araçlara gereksinim ortaya çıktığı zaman, zümre temelli düzenin çöküşü “polis” kavramını oluşturduğunu, lordlarından bağımsızlaşan “efendisiz” bireyleri kontrol altında tutmak için polise gereksinim duyulduğunu söyleyen yazar, polisin mandasının idari, ahlaki, hukuki ve sosyal tüm etkileşimlere müdahele edecek kadar toplumsal hayat nüfuz ettiğinin altını çiziyor.


 17. yüzyılda ticaret, eğlence gibi alanlarda da polis gözetiminin altına girmeye başlaması ve eğlencelerin kısıtlanması, yasaklanmasının sıklaşması, toplum üzerinde artan polis kontrolünün işareti olduğunu ifade eden yazar, sansür ve politik görüşlerin takibini de üzerine alan polisin varlık nedeninin hiçbir zaman suçun önlenmesi olmadığını belirtiyor. Doğası itibariyle polisin kanunun uygulanmasının değil yönetmenin bir biçimi olduğunu, döneme ait düşünce yapısının toplumsal düzenin doğal ve ilahi olarak takdir edilmiş daha büyük bir düzenin parçası olarak görüldüğü için polis gibi yönetim unsurlarının 17. Yüzyılda düzen fikrinin dönüşüme uğramasıyla ilahi olmaktan çıkan düzen insani olarak algılanmaya başlayınca daha etkin biçimde toplumsal hayata girdiğini söyleyen metin toplumsal düzenin yaratılabileceği, inşa edilebileceği görüşünden destek almakta.



Yazar, düzenin temeli olan refah halinin denetiminin altında yoksulun mevkiine ve bu yeni sınıf tarafından ortaya çıkabilecek özel mülkiyetin yapılarına yöneltilen tehdide ilişki kaygının yattığını, iş gücünün şekillendirilmesi güvenlik ve denetim açısından giderek daha önemli hale gelmesiyle de meşrutiyet kazanarak ; zenginliğin üretilmesinin bir yerde zabt edilmesinin yoksulluk sınıfının zabt edilmesi anlamına geldiği ve polis idaresinin esas nedeni olduğunu açıklıyor. Polis düzenlemeleri çoğunlukla, oluşturulacak ve muhafaza edilecek olan düzenin hiyerarşik bir doğada olduğu algısının dayandığını ancak 18. Yüzyıl liberalizminin bireysel aktörü vurguladıkça mal sahipliği ve egemenlik arasındaki bağları daha da kopardığını da ekleyen metin,feodalizm çökünce ortaya çıkan “efendisiz” insanın “sermayeye” yeni efendisine terk edildiğini belirtiyor.


Uygulamada yükselen liberalizmin görmezden geldiği noktanın daha önceden polis tarafından uygulanan hakimiyet ve disiplinin giderek sermayenin özelliği haline geldiği ve sermaye tarafından uygulanmaya başlandığını; bunun temelinin ise burjuva toplumuna ait olan bağımsız ve salt kendi çıkarı peşinde koşarak mülkiyet edinme özgürlüğünün ideolojik garantisinden aldığının altını çizen yazar, işçi sınıfının ağır ağır politik bünyeye dahil edilmesiyle güvenlik sorunu bir sınıf meselesi haline getirildiğini ifade ediyor. 17 yüzyılın başında çıkan “ yeni yoksulluk yasası” nın gerçekten düşkün olanlar hariç devlet yardımını herkese yasaklayarak toplumun dönüştürüldüğünü, tüm çalışan sınıfın ücretli işçi haline getirildiğini tarihsel kanıtlarla destekleyen metin, ayni ödemelerin ( tekstil işçinin kumaş, medencinin kömür olarak ücret alması gibi üretim girdilerinin ücret olarak verilmesi ) hiçbir yasal dayanak olmadan kesilmesi ve yasalaştırılmasının ardında sermaye dayatmasını ve polis idaresinin olduğunun bu şekilde modern düzenin inşa edildiğini de okuruyla paylaşıyor.



Nakdi ücretin pekiştirilmesi ve emeğin metalaştırılmasının özel mülkiyete dayalı toplumsal düzenin inşasını kolaylaştırdığını belirten yazar, Calquhoun ve Hegel alıntıları yapıyor.  Yazar, polise bahşedilen sokak gücü, devletin sınıf şekillendirilmesine ve aynı zamanda sınıf tahakkümüne olan katkısının ifadesi olduğunu, modern anlamda polisin bir sınır bekçisi olduğunu idaresini ise vatandaşları ve sınıflar arasındaki sınırları denetleyerek bazılarının “vatandaş” kategorisinden alınıp “ suçlu” kategorisine alarak ve daha az haklar tanıyarak yapıldığını vurguluyor. Yoksulların dilencilerin en kötü özellikleriyle yüklenmesinin sürekli dilenci, işçi sınıfının ise suçluların en kötü özellikleriyle yüklenerek daima potansiyel suçlu kategorisine alınarak, polis mandasının korkuyla güçlendirildiğini belirten metin, suç üzerine yapılan tartışmaların üstü örtülmüş sınıf tartışmaları olduğunu, egemen sınıfın aktörleri olan şirketlerin düzenleme ve yönetmeliklerle uygulamalarının “ suç” olmaktan çıkarılması yoluyla hakim sınıfın kendini suçlanmaktan öteye taşıdığını belirtiyor.


 Yazar, 19. yüzyıldan önce kovuşturucu gövde olmayan polisin, tutuklama ve sorgulama yetkisi olmadığını ancak başarılı bir mahkumiyete dair artan ilgiyle bu yetkileri üzerine çektiğini, parlamento polisin uygulamalarını yasal hale getiren yasalar çıkararak, “ yasal reform “ adı altında tüm kanunsuz uygulamaları zamanla meşru kıldığını ifade ediyor. “ Adalet” ve “polis” kavramlarının birbirlerine fazlasıyla yaklaşarak adaletin varlığı için polisin gerekli olduğu varsayılmasının ön kabul haline geldiği süreçte, devletin şiddet üzerindeki tekelinin polis tarafından miras alındığını belirten Neocleous, sınıflı bir toplumda bu polis şiddetinin burjuva sınıfı adına sağladığından başka anlama gelemeyeceğini ekliyor. Polis ve devleti Foucaultçu analize uygun olarak birbirinden ayırarak incelemenin sağlıklı sonuç vermeyeceğini tüm metni boyunca savunan yazar, Marksist analizlerin jargonunu sıklıkla vurguluyor. Neoliberal dünyada karşılığı bulunmayan küflü ifadeler okuru metinden soğutma riski taşısa da tarafsız ve detaylı yapılan politik analizler ilgiyi canlı tutacaktır.

"En önemli meselemiz yoksulları zabt etmenin ve onları işe sürmenin yollarını bulmaktır." Colbert /1677 ( Polis komiseri )