Gelecek için Gaia’yı seçen Trevize, süper bir kovanzihnin
harcanabilir bir parçası olması düşüncesini kaldıramamaktadır. Dünya ve
kayıtlarına dair sırların yaptığı seçimi daha mantıklı kılacak bir bilgiye
erişmesini sağlayacağına inanan Trevize, yanında Bliss ve Janov’la birlikte 20
bin yıldır yeri bilinmeyen bir folklor olgusunu aramak için yola çıkarlar...
Gelecek nesillerin elinden özgür iradeyi aldığı için
suçluluk duyan Trevize aynı zamanda konformizm eleştirilerini de kovan zihin
üzerinden yürütülmesine aracı oluyor, doğaya karşı medeniyet, bireye karşı
toplum tartışmaları da Bliss ve çeşitli karakterlerle yaptığı iletişimlerde
açığa çıkıyor. Bliss üzerinden insanlık sorgusuna giren yazar, Gaia’nın
trevize’yi gerçeğe ulaşmak için bir araç olarak kullanmasında nesne-özne nin
karıştırılmasını tersten işlemiş. Gizli Orwell alıntısı yapan metin, akademik
dogmatizmi eleştirmiş. Trevize son derece kendine haklı bir karakter olarak
portre edilirken doğaya karşı medeniyet tartışmasında taraflar tersine çevrilmiş:
Gaia doğal çeşitliliği yok etmiş ve uniformlaştırmış bir doğal güç olarak
kurgulanmış. Comporellon geç Viktoryen imaları olan baskıcı bir gezegen olarak
kurgulanırken Bakan Lizalor üzerinden statü eleştirisi yapılmış ve bireycilik
vurgusu giyim kuşama yansımalarıyla ima edilmiş. Kurgusunda ( okurları bilirler
) pek fazla erotik öğe barındırmayan Asimov bu kez sıklıkla kullanmış, tarzına
ters düştüğü için iğreti duran öğe kültür şoku motifini de destekliyor.
Geleceği olmayan toplumların geçmişe döndüğünü vurgulayan metin, “Baley dünyası” terimini kullanarak Robot serisine atıfta bulunuyor.
Uzayda nirengi noktaları almanın önemi yolculukla ilgili bölümlerde sıklıkla
vurgulanan bir konu olarak okurun karşısına çıkacaktır. Seldon planı üzerinden
batıl inanç ve din eleştirisi yürüten yazar, Plan ve Heisenberg’in Belirsizlik
ilkesi arasındaki benzerliğin altını da çizmiş. Kişisel silahlanma karşıtı ve
psifist görüşler Bliss’in ( dolayısıyla Gaia’nın ) ağzından aktarılırken
Solaria, bireyciliğin ve dizgini kopmuş bencilliğin doruk noktası olarak
işlenmiş. Genetik mühendislik ile hermafrodite dönüşen Solaria insanı en ufak
insanı temasta ari bir toplumun geleceğini güzel portre ediyor. Robotların her işi yürütmesinin insanları hedonizme ve
şımarıklığa ittiği argümanını savunan metin, insan kavramlarını insanların
uygulaması gerektiğini de tartışmış. Robotların polisliğine terk edilen bir
dünyada hiç merhamet yok.
“Dünyadışı Uygarlıklar” kitabında olduğu gibi Trevize’nin
uğradığı her gezegende yaşamın ortaya çıkması ve devamlılığı üzerine yapılan
tartışmalar aynı zamanda uzaya açılacak kadar gelişmiş medeniyetlerin
koşullarının irdelenmesini de içeriyor.
Metinin ortasından sonuna kadar Trevize’nin Fallom’a duyduğu rahatsızlık
insanmerkezci görüşün net bir aktarımını içermekte. İnsan merkezci görüş
sıklıkla eleştirilse de metinde birey ve varoluş onanıyor. Diğer zeki türlere karşı tek savunmanın tüm
evrene yayılmış bir Gaia olacağı argümanı, dışarıda başka zeki türler olabileceği,
hatta uzun zamandır aramızda yaşıyor olabilecekleri şüphelerine ev sahipliği
yapıyor. Robot serisinin kahramanları metin içinde atıflarla onurlandırılıyor
ve şoke edici bir kurgu oyunun da tam ortasında bulunuyor. Diğer Vakıf
romanlarından daha az sürükleyici olmamakla birlikte aynı tadı uyandırmakta
eksik kalsa da başarılı bir eser.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder