Heisenberg’in belirsizlik ilkesine atıf yaparak metnini açan
yazar, efsanevi karakter Hari Seldon’u zamanının imparatoru Cleon’un karşısına
çıkarıyor. Seldon’un gençliğine tanık olduğumuz olaylar serisi Yerini
güçlendirmek isteyen imparatorun geleceğin mühendisliğinin yapılıp
yapılamayacağını öğrenmek istemesiyle başlıyor. Newtonyan fizik ve kuantum
fiziğinin karşılaştırılması üstü kapalı olarak yapılırken statü sorgusuna da
girmeyi ihmal etmeyen yazar, pastoral bir özlemi tasvirlerinde can bulduruyor.
Elitizm eleştirisini
Cleon üzerinden götüren Asimov, fazla bolluğu can sıkıntısı ve intihar arzusuyla ilişkilendirerek Roma döneminin
çöküşünü fazlasıyla dramatize etmiş. Hummin karakterini geçit bekçisi rolünde
kullanan yazar, Seldon’un gözlerini açarak Galaktik İmparatorluğun çökeceği
vaadinde bulunuyor. Metninde askeri harcamaların altyapı ve sağlık alanlarına
kaydırılmasını sıkı şekilde savunan yazar, Sterling Üniversitesi gibi eğitim
kurumlarını kutsal bir konuma taşıyarak devletin bu kurum üzerinde güçsüz
olduğunu belirtirken sarsılmaz ve dokunulmaz bir bilim yuvası hayali kuruyor.
Statü derdi olmayan kıdem çatışması yaşamayan üniversite
fikri gerçekten “fantezi” de kaçsa, yazarın kend hayatına atıf sayılabilecek motifler
metnin kimi yerlerinde son derece ön plana çıkıyor. Aşırı uzmanlaşmanın bilgiyi
ulaşılamayacak bir konuma getiridiğini savunan Asimov, meteoroloji ve “psikotarih”
arasında bağlantı kurarken ikisinde doğaları gereği kaotik olduğu gerçeğinden
yararlanmış. Küresel ısınma uyarısı ve çevreci endişeleri dile getiren yazar,
Trantor’u yapay bir rahim olarak tanımlarken Freudyen imalarla donatsa da çok
ciddi sorular sormayı ihmal etmemiş: Tamamen rastlantısal bir durum kurala dönüşebilir
mi? Kaos kendi içinde düzenli mi? Buna benzer laf arasında geçen ifadelerle
tuğla tuğla kurulan psikotarihi irdelemek hayranları için ayrı bir zevk olacaktır.
Seldon’un düştüğü paranoyayı gergin atmosferle destekleyen
yazar, Psikotarih’i dah küçük ve yoğun bir imparatorluk modelinde bir
metropolde ( trantor) denenebileceğini ifade ederken Einstein-Bose Yoğuşuğu’na
atıfta bulunmakta. Konformizmin uç noktaları Mycogen’li tüysüz birörnek halkta
işlenirken yazarın klostrofilik görüşleri bu bölümlerde su yüzüne ( ya da
metin?? ) çıkıyor. Gizli Orwell atfında bulunan metin, determinizm ve özgür
irade tartışmasını işlerken Dors Venabili özgür iradeyi temsil ederken, Hari Seldon
ise determinizmİ savunma rolünü üstlenmiş ( çok ironik bir motif ) Marx
alıntısı yapan yazar, yoksul ve düşkünlerin dini inançlarına bağlılığını
irdelemiş. Hırçın bir di sorgusuna giren yazar, kültürel görelilik gibi
konuları metninin dışında bırakmamış ve Laplace alıntısı ile son görüşünü
şekillendirmiş. Erotik kurgu oyunlarına başvurmasında geç dönem eseri olduğu
anlaşılan metin geç Viktoryen ahlak kalıplarına saldırmış.
Popülist argümanları Yugo Amaryl üzerinden yürüten
yazar,Dahl’da kabaran isyan hareketi üzerinden Fransız Devrimi’ne atıfta
bulunmuş ve devrim sonrasına dair postülatlar yürütmüş. Dahl polisinin kötü
muamelesi, otorite ve adalet sorgusu motifine taban oluştururken , önemli
karakterlerden biri hakkında ardında fazlasıyla ipucu bırakan yazar, hoş bir
kurgu oyunu ve romantik bir sonla metnini kapatmış. Tam bir hard SF olan roman,
psikotarihin yarıtanrısı Seldon’un kuramı ve maceralarını merak eden tüm Vakıf
hayranlarını tatmin edecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder