12 Aralık 2014 Cuma

Vakıf Kurulurken, İsaac Asimov


Heisenberg’in belirsizlik ilkesine atıf yaparak metnini açan yazar, efsanevi karakter Hari Seldon’u zamanının imparatoru Cleon’un karşısına çıkarıyor. Seldon’un gençliğine tanık olduğumuz olaylar serisi Yerini güçlendirmek isteyen imparatorun geleceğin mühendisliğinin yapılıp yapılamayacağını öğrenmek istemesiyle başlıyor. Newtonyan fizik ve kuantum fiziğinin karşılaştırılması üstü kapalı olarak yapılırken statü sorgusuna da girmeyi ihmal etmeyen yazar, pastoral bir özlemi tasvirlerinde can bulduruyor.

 Elitizm eleştirisini Cleon üzerinden götüren Asimov, fazla bolluğu can sıkıntısı ve intihar  arzusuyla ilişkilendirerek Roma döneminin çöküşünü fazlasıyla dramatize etmiş. Hummin karakterini geçit bekçisi rolünde kullanan yazar, Seldon’un gözlerini açarak Galaktik İmparatorluğun çökeceği vaadinde bulunuyor. Metninde askeri harcamaların altyapı ve sağlık alanlarına kaydırılmasını sıkı şekilde savunan yazar, Sterling Üniversitesi gibi eğitim kurumlarını kutsal bir konuma taşıyarak devletin bu kurum üzerinde güçsüz olduğunu belirtirken sarsılmaz ve dokunulmaz bir bilim yuvası hayali kuruyor.



Statü derdi olmayan kıdem çatışması yaşamayan üniversite fikri gerçekten “fantezi” de kaçsa, yazarın kend hayatına atıf sayılabilecek motifler metnin kimi yerlerinde son derece ön plana çıkıyor. Aşırı uzmanlaşmanın bilgiyi ulaşılamayacak bir konuma getiridiğini savunan Asimov, meteoroloji ve “psikotarih” arasında bağlantı kurarken ikisinde doğaları gereği kaotik olduğu gerçeğinden yararlanmış. Küresel ısınma uyarısı ve çevreci endişeleri dile getiren yazar, Trantor’u yapay bir rahim olarak tanımlarken Freudyen imalarla donatsa da çok ciddi sorular sormayı ihmal etmemiş: Tamamen rastlantısal bir durum kurala dönüşebilir mi? Kaos kendi içinde düzenli mi? Buna benzer laf arasında geçen ifadelerle tuğla tuğla kurulan psikotarihi irdelemek hayranları için ayrı bir zevk olacaktır.

Seldon’un düştüğü paranoyayı gergin atmosferle destekleyen yazar, Psikotarih’i dah küçük ve yoğun bir imparatorluk modelinde bir metropolde ( trantor) denenebileceğini ifade ederken Einstein-Bose Yoğuşuğu’na atıfta bulunmakta. Konformizmin uç noktaları Mycogen’li tüysüz birörnek halkta işlenirken yazarın klostrofilik görüşleri bu bölümlerde su yüzüne ( ya da metin?? ) çıkıyor. Gizli Orwell atfında bulunan metin, determinizm ve özgür irade tartışmasını işlerken Dors Venabili özgür iradeyi temsil ederken, Hari Seldon ise determinizmİ savunma rolünü üstlenmiş ( çok ironik bir motif ) Marx alıntısı yapan yazar, yoksul ve düşkünlerin dini inançlarına bağlılığını irdelemiş. Hırçın bir di sorgusuna giren yazar, kültürel görelilik gibi konuları metninin dışında bırakmamış ve Laplace alıntısı ile son görüşünü şekillendirmiş. Erotik kurgu oyunlarına başvurmasında geç dönem eseri olduğu anlaşılan metin geç Viktoryen ahlak kalıplarına saldırmış.




Popülist argümanları Yugo Amaryl üzerinden yürüten yazar,Dahl’da kabaran isyan hareketi üzerinden Fransız Devrimi’ne atıfta bulunmuş ve devrim sonrasına dair postülatlar yürütmüş. Dahl polisinin kötü muamelesi, otorite ve adalet sorgusu motifine taban oluştururken , önemli karakterlerden biri hakkında ardında fazlasıyla ipucu bırakan yazar, hoş bir kurgu oyunu ve romantik bir sonla metnini kapatmış. Tam bir hard SF olan roman, psikotarihin yarıtanrısı Seldon’un kuramı ve maceralarını merak eden tüm Vakıf hayranlarını tatmin edecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder