Mark Waid’in En iyi yazar,En iyi devam eden seri ödüllerini
topladığı çizgi roman serisi…Son derece cesur bir stüdyo olan Boom Studios’tan
çıkan çizgi roman 37 sayıdan oluşuyor.Süper kahraman ekolüne aşina herkesin en
azından bir kez de olsa düşündüğü bir soruyu cevaplama gayesinde olan
seri;çizgileri ve aktarım tarzıyla cesur,kimi yerde tabuları yıkacak derecede
cüretkar:Dünya’nın en güçlü süperkahramanı,bir süperkötüye dönüşürse ne
olur?Onu kim durdurabilir?Kahramanlar sahip oldukları güçleri destekleyecek
psikolojik olgunluğa sahipler mi?
Süpermen kültüne açık göndermeleri ve modern çağın etkisiyle
şekillenmiş olan bu seri doyurucu bir okuma molası sunuyor tarzın
hayranlarına.Tarza aşina olmayan kimseler içinde iyi bir başlangıç romanı
olabilir diye düşünüyorum.Hikaye ana karakter olan Plutonian-Süpermen orjine
açık gönderme-,eski takım arkadaşlarını avlayıp öldürürken başlıyor.Sky city’i
yakıp yıkan milyonları katleden Plutonian yürüyen(yada uçan adını siz koyun)
bir kıyamete dönüşmüştür.Geçirdiği sinir krizinin ardından yarattığı yıkım
dünya üzerindeki dengeleri değiştirmiş kıyamet sonrası koşulları açığa
çıkarmıştır(post-plutonian age…).Bu hareket halindeki kıyamet Dünya’yı vurmaya
devam etmektedir.Eski takım arkadaşları birleşip onu durdurmak için çalışmaktadır
ancak başarılı olmaları çok zor görünmektedir….
Plutonian karakteri köken olarak süperman’e taban tabana
zıt.Süperman iyi huylu bir çiftçi ailesi tarafından sevgi dolu
büyütülürken,Plutonian ondan korkan veya umursamayan üvey aileler arasında dolaşıp
durmuştur.Hayatının her aşamasında redlerle sarsılan karakterin akıl sağlığı
gitgide kötülemiş üzerine yüklenen görevlerin ağırlığı ve toplumun beklentileri
arasında sıkışması ise düşüşünü hızlandırmıştır. Plutonian bir aileye sahip
olmadığı için onayı sürekli dışardan arama hatasına düşmektedir.Reddedilmekten
korktuğu için insan ilişkileri sınırlı olan Plutonian’ın sırrını açtığı kadın
ise onu afişe ederek onu sınıra bir adım daha yaklaştırmıştır.Gizli kimliğinin
açığa çıkmasını engelledikten sonra uzun zaman insanlarla ilişkiye girememiş
sadece görevlerine odaklanmıştır.Yaptığı ufak bir hatanın yarattığı yıkımı
gördükten sonra en yakın arkadaşı tarafından da reddedilen Plutonian’ın
sığınacağı kimse kalmamıştır.İçindeki saplantılı ve acımasız persona iyice
açığa çıkmış sempati beslemeye çalıştığı ancak başarılı olamadığı insanları
acımasız bir tanrı gibi cezalandırmaya başlamıştır… Plutonian’ın düşüşü teması
aslında toplumun gözü önünde olan,mahremiyet elde edemeyen bir ünlünün zamanla
insanlara temas edememekten kaynaklanan sempati eksikliğine sahip olması ve
antisosyal davranışlara itilmesi olarak da algılanabilir.İçten içe hatalarını
düzeltmek isteyen suçluluk hissiyle parçalanan karakterimiz fantezi dünyasına sürüklenir ve katatonyaya
girer,bir süre galaktik bir tımarhanede kalır…
Plutonian’ın değer verdiği tüm ilişkileri yüceltip onlara
sunaklar yaratma ve hatalarını hep görmek için inşa ettiği–mazoşistik bir
eğilim olarak da algılanması mümkün-
odaları vardır gizli üssünde.Tanrı kompleksi ve aşağılık kompleksi
arasında gidip gelen karakterimizin dengesizliği serilerin tümünde incelikle
işlenmiş bir motif olarak karşımıza çıkar.Serinin mutlu bir sona sahip
olmayacağını belirtmeme gerek olduğunu sanmıyorum.Zor seçimler,etik
ikilemler,detaylı karakter profilleri seriyi güzel kılan detaylardan sadece
birkaçı.Daha evel belirttiğim gibi sadomazoşist eğilimler,eşcinsel
motifler,şiddetin devasalığı,ikiyüzlü karakterler gibi cesur motiflerle
süslenmiş seri hiçbir tabuda aşırıya kaçmadan işlemeyi başarmış…
Aynı zamanda belirtmeden geçemeyeceğim bir şey var ki
serinin çok uzamaması hikayenin tam kıvamında bitmesi beni son derece mutlu
etti.Çoğu zaman yıllardır devam eden serilerde karakterler çok farklı noktalara
çekilir ardından başlangıç noktasına döndürülür,bu okuyucu için ciddi bir
hayalkırıklığıdır(en azından benim için öyle).Yazarın ve yayıncıların bu
hatadan kaçınması son derece güzel bir yenilik.Yazarın 2011 Comicon’da yaptığı
bir açıklama da heyecan verici:”Plutonian için hiçbir umut olmadığı biliyorum,amacım
hiçbir zaman onu aklamak değildi.Ancak İrredeemable(Aklanamaz,haklı çıkarılamaz
vb.) sıfatının Plutonian’ı kastettiğini söylemedim ki ben….”Yazar bu açıklamasıyla benzer temada
farklı bir karakteri mi işleyecek yoksa aynı döngü içerisinde yazmayı düşündüğü
başka bir karakter mi var bunu bilmiyoruz.ancak bu açıklamadan sonra beklemeye
değer bir seri olacağına eminim…
Eğer vaktinizi ayırırsanız “İrredeemable” sizi
hayalkırıklığına uğratmayacaktır.Keyifli molalar dilerim…