31 Temmuz 2012 Salı

İrredeemable İnceleme


Mark Waid’in En iyi yazar,En iyi devam eden seri ödüllerini topladığı çizgi roman serisi…Son derece cesur bir stüdyo olan Boom Studios’tan çıkan çizgi roman 37 sayıdan oluşuyor.Süper kahraman ekolüne aşina herkesin en azından bir kez de olsa düşündüğü bir soruyu cevaplama gayesinde olan seri;çizgileri ve aktarım tarzıyla cesur,kimi yerde tabuları yıkacak derecede cüretkar:Dünya’nın en güçlü süperkahramanı,bir süperkötüye dönüşürse ne olur?Onu kim durdurabilir?Kahramanlar sahip oldukları güçleri destekleyecek psikolojik olgunluğa sahipler mi?

Süpermen kültüne açık göndermeleri ve modern çağın etkisiyle şekillenmiş olan bu seri doyurucu bir okuma molası sunuyor tarzın hayranlarına.Tarza aşina olmayan kimseler içinde iyi bir başlangıç romanı olabilir diye düşünüyorum.Hikaye ana karakter olan Plutonian-Süpermen orjine açık gönderme-,eski takım arkadaşlarını avlayıp öldürürken başlıyor.Sky city’i yakıp yıkan milyonları katleden Plutonian yürüyen(yada uçan adını siz koyun) bir kıyamete dönüşmüştür.Geçirdiği sinir krizinin ardından yarattığı yıkım dünya üzerindeki dengeleri değiştirmiş kıyamet sonrası koşulları açığa çıkarmıştır(post-plutonian age…).Bu hareket halindeki kıyamet Dünya’yı vurmaya devam etmektedir.Eski takım arkadaşları birleşip onu durdurmak için çalışmaktadır ancak başarılı olmaları çok zor görünmektedir….

Plutonian karakteri köken olarak süperman’e taban tabana zıt.Süperman iyi huylu bir çiftçi ailesi tarafından sevgi dolu büyütülürken,Plutonian ondan korkan veya umursamayan üvey aileler arasında dolaşıp durmuştur.Hayatının her aşamasında redlerle sarsılan karakterin akıl sağlığı gitgide kötülemiş üzerine yüklenen görevlerin ağırlığı ve toplumun beklentileri arasında sıkışması ise düşüşünü hızlandırmıştır. Plutonian bir aileye sahip olmadığı için onayı sürekli dışardan arama hatasına düşmektedir.Reddedilmekten korktuğu için insan ilişkileri sınırlı olan Plutonian’ın sırrını açtığı kadın ise onu afişe ederek onu sınıra bir adım daha yaklaştırmıştır.Gizli kimliğinin açığa çıkmasını engelledikten sonra uzun zaman insanlarla ilişkiye girememiş sadece görevlerine odaklanmıştır.Yaptığı ufak bir hatanın yarattığı yıkımı gördükten sonra en yakın arkadaşı tarafından da reddedilen Plutonian’ın sığınacağı kimse kalmamıştır.İçindeki saplantılı ve acımasız persona iyice açığa çıkmış sempati beslemeye çalıştığı ancak başarılı olamadığı insanları acımasız bir tanrı gibi cezalandırmaya başlamıştır… Plutonian’ın düşüşü teması aslında toplumun gözü önünde olan,mahremiyet elde edemeyen bir ünlünün zamanla insanlara temas edememekten kaynaklanan sempati eksikliğine sahip olması ve antisosyal davranışlara itilmesi olarak da algılanabilir.İçten içe hatalarını düzeltmek isteyen suçluluk hissiyle parçalanan karakterimiz  fantezi dünyasına sürüklenir ve katatonyaya girer,bir süre galaktik bir tımarhanede kalır…

Plutonian’ın değer verdiği tüm ilişkileri yüceltip onlara sunaklar yaratma ve hatalarını hep görmek için inşa ettiği–mazoşistik bir eğilim olarak da algılanması mümkün-  odaları vardır gizli üssünde.Tanrı kompleksi ve aşağılık kompleksi arasında gidip gelen karakterimizin dengesizliği serilerin tümünde incelikle işlenmiş bir motif olarak karşımıza çıkar.Serinin mutlu bir sona sahip olmayacağını belirtmeme gerek olduğunu sanmıyorum.Zor seçimler,etik ikilemler,detaylı karakter profilleri seriyi güzel kılan detaylardan sadece birkaçı.Daha evel belirttiğim gibi sadomazoşist eğilimler,eşcinsel motifler,şiddetin devasalığı,ikiyüzlü karakterler gibi cesur motiflerle süslenmiş seri hiçbir tabuda aşırıya kaçmadan işlemeyi başarmış…


Aynı zamanda belirtmeden geçemeyeceğim bir şey var ki serinin çok uzamaması hikayenin tam kıvamında bitmesi beni son derece mutlu etti.Çoğu zaman yıllardır devam eden serilerde karakterler çok farklı noktalara çekilir ardından başlangıç noktasına döndürülür,bu okuyucu için ciddi bir hayalkırıklığıdır(en azından benim için öyle).Yazarın ve yayıncıların bu hatadan kaçınması son derece güzel bir yenilik.Yazarın 2011 Comicon’da yaptığı bir açıklama da heyecan verici:”Plutonian için hiçbir umut olmadığı biliyorum,amacım hiçbir zaman onu aklamak değildi.Ancak İrredeemable(Aklanamaz,haklı çıkarılamaz vb.) sıfatının Plutonian’ı kastettiğini söylemedim  ki ben….”Yazar bu açıklamasıyla benzer temada farklı bir karakteri mi işleyecek yoksa aynı döngü içerisinde yazmayı düşündüğü başka bir karakter mi var bunu bilmiyoruz.ancak bu açıklamadan sonra beklemeye değer bir seri olacağına eminim…
Eğer vaktinizi ayırırsanız “İrredeemable” sizi hayalkırıklığına uğratmayacaktır.Keyifli molalar dilerim…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder