1 Ağustos 2012 Çarşamba

İncorruptible İnceleme


Mark Waid’in yan karakter olarak başlattığı;İrredeemable’nin dünyasından geçen başka bir seri.Yazar Bir süper kahramanın süper kötüye dönüşmesi konseptini bu kez tersten alıyor:Plutonian’ın en büyük düşmanlarından biri,bir süper kötü olan Max damage karakterinin süper kahraman olma çabasını yansıtıyor…Burada şu sorulabilir:Acaba yazar konsepti fazlasıyla mı sömürüyor?Buna cevabım kesin bir hayır olacaktır.Çünkü kavramlar zıtlarıyla mana kazanırlar.Spekturumun uçlarının birbirleriyle yer değiştirebilir olması Dualizmin ana felsefesidir.Bu yüzden Plutonian’dan boşalan  yerin başka bir karakterle doldurulması bana çok saçma gelmedi.Ayrıca Plutonian’la fazlasıyla benzer karakterler(açıklayacağım)…

Max Damage,Sky city’de bir soygun yapmaktadır.Karakterimiz şans eseri  kıyameti-Plutonian’ın düşüşü- en ön sıralardan izlemiştir.Bir tanrı delirirse neler yapabilir fazlasıyla iyi bilmektedir.Bu olaydan sonra ortadan kaybolur.Bir ay kadar ortalarda gözükmeyen Max Damage’in ekibi bir soygun yapmıştır ve polislerle çatışmaya girerler.Bu esnada geri dönen karakterimiz  artık taraf değiştirmiştir,eski takımını polislere teslim eder.Gizli üssüne dönen Max,kaçırdığı polis komiserine doğru yola döndüğünü kanıtlamak için soygunlardan elde ettiği tüm kirli parayı;komiserin gözü önünde yakar  ve onun-Armadale karakteri- yardımını ister.Bu şekilde Max’in süper kahraman olma çabası,aynı zamanda hikayemiz başlar…

Max damage karakteri,sevgisiz bir çocukluk geçirmiştir.Ufak yaşlarda suç işlemeye başlar ve sık sık hapse girer çıkar.Gençliğinde Plutonian tarafından hapse atılan Max bu olaydan sonra  değişmiştir.Artık suçluların süper kahramanlar karşısında şansı olmadığını gayet iyi bilmektedir.Hapisten çıktıktan sonra bir süper kötüye dönüşür:Plutonian’ın en büyük düşmanlarından biridir;en çok aranılan ve korkulan suçlulardan biri…Max’ın süper gücü uykusuz kaldığı süre boyunca hasar görmeme özelliğine sahip olması ve saatler geçtikçe gücünün artmasıdır.Bu durum karakterimizin dünyaya temas etmesini engellemiş onu kendi bedeni içine hapsetmiştir.Yaşadığı hissizlik nedeniyle dünyaya öfkeli olan Max hıncını masumlardan çıkarmaktadır-klasik bir psikopat altyapının süper gücün götürdüğü insani özelliklerle açıklanması çok güzel bir detay-;adam öldürme,silahlı soygun,uçak kaçırma gibi suçlar Max’in portföyündekilerinden sadece birkaçıdır…Max’in yardımcısı ve aynı zamanda sevgilisi,incitmeyeceği tek insandır:Jailbait(reşit olmayan kızlar için kullanılan argo bir tabir).Max’in Jailbait’le olan ilişkisi,toplumsal değerlerin onun gözünde ne kadar önemsiz olduğunu yansıtan başka bir detaydır.Max’in süper kahraman olma çabasından en çok sevgilisi etkilenir;çünkü Max,o reşit oluncaya kadar beklemeye karar vermiştir.

Karakterin dönüşüm süreci sancılı olmuştur.Kıyamet sonrası harabe bir şehirde günlerce boş boş dolaşan Max onu tanımlayan şeylerden birini kaybetmiştir:Zıttı olan adam süper kötü olma konusunda onu geçmiştir;dünyayı kıyamete sürüklemiş ve ona güvenen masumları sinekler gibi öldürmüştür.Max’in buna tanık olması ondan daha evel hissetmediği bir duyguyu açığa çıkarır:Korku…Deli bir tanrıyla dövüşüp hayatta kalmış pek fazla kimse olmadığından Plutonian’ı durdurma görevinin ona kaldığı çıkarımını yapmıştır.Ancak süper kahraman olmak sandığı kadar kolay değildir,öncelikle eskisi gibi olmadığını kanıtlaması gerekmektedir.Karakterin bu bocalamaları serinin en beğendiğim detayı oldu benim için.Karakterin belli açılardan anti-kahraman kaçıyor olması da güzel bir motif.

Seri  çok uzatmadan bitiyor:Yayınlanmış 30 sayısı var.Bir adamın sıfırdan başlaması,kendini yeni baştan kurması,yolda karşılaştığı zorluklar ve elde edilen boş zaferler gibi motifler ilginizi çektiyse,seri güzel bir mola olabilir.Plutonian’ın serisi kadar yoğun hikaye örgüsü olmasa da ben  Max’in 2. Bir şansı hakettiğini düşünüyorum.Ondan bunu esirgemeyin çünkü insanları tam tanıdığınızı düşündüğünüz anda sizi şaşırtabilirler:Max’da bunu yapıyor.
Serinin sonu herkese hitap edecek şekilde değil ancak  ben açıkçası  karaktere uyacak başka bir son da düşünemiyordum.Benim verdiğim en keyifli molalardan biriydi,umarım sizde keyifle okursunuz.Başka incelemelerde görüşmek üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder