7 Eylül 2012 Cuma

Walking Dead İnceleme


Kirkman’ın yıllardır yazdığı,popülaritesini hiç kaybetmemiş çizgi roman.5 sene ardarda En iyi devam eden seri ödülünü kimselere bırakmadığını belirtmeliyim.Geçen sene yayınlanmaya başlayan dizisiyle hayran kitlesini daha da arttırdı.

Kirkman çok zeki bir adam; ekollerin açıklarını bulmakta ve düzeltmekte tanıdığım birçok yazardan daha iyi.Aynı zamanda trendlere olan hakimiyeti  de hayranlık uyandırıcı.2000’lerin başından beri yükselen zombi trendi-geçmişte de önemli bir konseptti ancak bu kadar ateşli bir izleyici kitlesine sahip değildi- sonunda onu hakettiği yerlere taşıyacak bir yazara kavuşmuş oldu.Nedenlerini şimdi açıklayacağım.
Kirkman korku unsurunun ölülerin serbest dolaşımından kaynaklanmadığını kattı zombi konseptine.Tehdit oldukları açık zombilerin ancak esas tehlikeli olanlar onlar değil:Çünkü hareketleri tahmin edilebilir ve stratejik düşünme fonksiyonuna sahip değiller.Sadece itkisel güdülenmeleri var bu da onları kolay avlar yapıyor.Ancak yaşayanlar,daha doğrusu hayatta kalanlar esas tehdit.Bilinen her kurumun çökmesiyle(din de dahil…neden? Ölüler yürüyor daha açıklamaya gerek var mı?)insanların üzerinde hiçbir otorite kalmamıştır,çoğu grup hayatta kalmak için işbirliği yapmaktadır.Kime güvenilip kime güvenilmeyeceği kesinlikle belli değildir.Normal hayatın ortadan kalkmasıyla kabile dönemlerinin şiddet ve açık rekabet ortamına dönüş yaşanmış,insanlar yaşamlarına devam etmek için tüm etiketleri ve etik değerleri çöpe atmıştır.Esas korku unsuru;Kirkman’ın romanında,budur.

Ana karakterimiz Rick Grimes,bir polis memurudur ve Atlanta’da yaşamaktadır.Bir çatışmada yaralanan Rick aylarca komada kalır.Uyandığında hastanenin terkedildiğini görür ve hastanenin yeni sahipleri olan ölülerle tanışır.Karısı ve çocuğunu aramasıyla macerası başlar.Rick’in geçirdiği değişimler hikayenin ana unsuru olacaktır.Gördükleri onu acımasız ve kimi zaman kanun kavramından uzak seçimler yapmaya zorlayacaktır.Kıyametin insanların içinde ne varsa onu ortaya döktüğünü öğretecektir.Bu esnada kendini gerçekten tanıyacaktır.
Kirkman,hayatta kalma ve yaşama konseptlerini son derece başarılı bir şekilde işlemiştir.Serinin adı da buradan gelmektedir.Yürüyen ölüler,dışarıda çürümekte olan talihsiz ruhlar değil her gün yaşadıklarıyla sınanarak içeriden çürüyen “yaşayan” insanlara göndermedir.İnsanca erdemler rafa kalkmıştır.İlişkiler çıkarcı değiş tokuşlarla yürümekte,çocuklar masumiyetin ne olduğunu bile bilmemektedir.İnsanlar yararlılıklara göre sınıflandırılmakta ve ona göre değer biçilmektedir.

Zombi kıyameti ortamında kimin beklentisinin ne olduğunu tam bilemem ama çizgi roman zayıf kalplere göre değil.Aynı zamanda dizisi güvenli oynamak adına esas eseri feci kırpmış,karakterleri rezil etmiş kimi yerlerde.Arada ki sertlik farkını şöyle açıklayayım dizi,eserin 10’da biri bile değil.Kirkman’ın kanı donduran zincire vurulmamış karakterleri çok daha canlı çizgi romanda.
Yürüyen ölülerin dünyası zayıf kalplere göre değil.Artık genç yok,yaşlı yok,güzel yok,çirkin yok…tüm kavramlar,tüm sıfatlar 2 tane:Yaşayanlar ve ölüler…Yaşayanların hızlı olması gerek,zeki olması gerek.Eğer yaşayan olarak kalmak istiyorlarsa tabi.
Akıl sağlığı kavramı sürekli irdelenir.Artık sağlıklı insanlar yoktur.Karakterlerin çoğu,bol bol travma yaşarlar,kaygı bozuklukları göze çarpar.Travma sonrası stres bozukluğu ise Kirkman’ın imzası gibidir.Çocuklar bu tarz bozukluklara daha açıktır ve yazar bunları göstermekten dirhem çekinmez.Kimi zaman karakterler şiddete aşık olurlar,artık onları durduracak bir şey yoktur.Sonuçta hem otorite yoktur hem de şiddet uygulanan acı çekme kapasitesinden(ölüler…çoğu zaman) yoksundur.Bu biraz da koşullara bağlanır.Sağlıklı birinin bu ortamda hayatta kalması çok zordur.Bu yüzden sağlıksız ya da daha doğrusu geçmiş Dünya’nın sosyal etiketlerini geride bırakabilmiş tüm karakterler,hayatta kalırlar ve yönetirler:Rick bunlardan biridir.

Seri okunmayı haketmiyor,talep ediyor.En son çıkan sayısı 101.Siz de yürüyen ölüler enfeksiyonundan payınızı alacaksınız o konuda endişeniz olmasın.Eğer kıyamet sonrası veya korku romanları sizi çekiyorsa,henüz okumamış olmanız ciddi bir kayıp.
“Dead don’t kill their own,İt’s the living you should be afraid of..”(Ölüler kendilerinden olanı öldürmez,esas yaşayanlardan korkun)
Yeni incelemelerde görüşmek üzere.

1 yorum:

  1. Vallahi ellerine sağlık çok güzel bir inceleme olmuş.

    YanıtlaSil