6 Ağustos 2013 Salı

Karanlık Düzlük ( Yürüyen Kentler Serisi # 4 ), Philip Reeve


Anna Fang'ın devrilmesinden sonra General Naga, Mobil Kentlerle geçici bir barış yapmıştır. Eşi Dr. Zero Afrika'da temaslarını sürdürmekte barış mesajını yaymaya çabalamaktadır. Theo Ngoni, Yeşil Fırtına içerisindeki ayrılıkçı gurubun Oneone'ye ( Dr. Zero ) suikast teşebbüsünü engeller. Theo'ya kraliçeyi sağ sağlim  sabit yerleşimlerin baş kentine götürme görevi verilir. Yeşil Fırtına içerisinde hala Fang'a bağlı grubun tehditlerinden sakınmalarını sandıkları kadar kolay olmayacaktır. Yitikoğlanlar Brigton'u ele geçirmiş kendi küçük korsan kentlerini kurmuşlardır. Tom iyileşmiş, Wren ile beraber tüccarlık yapmaktadır. Kuşyolları'nda karşılaştığı bir kadın ona memleketi ve ondan geriye kalanları çağrıştırdığı için Tom, Londra'nın akıbetini araştırmaya başlar. Cruwys Mochard isimli kadın, onun çocukluktan tanıdığı birine fazlasıyla benzemektedir. Londra hakkındaki hayalet ve lanet söylentileri Tom ve Wren'i vaz geçirmeyecektir. Barış ortamında istifade edip Londra'ya doğru yola koyulurlar.

Yazar Shrike ile özdeşleştiridği Hester karakteri ile kadim izsürücü arasında bir rol takasına gitmiş. Yaşamadığı halde hisseden makine ve yaşadığı halde hissedemeyen kadın ikilemesi, kitaptaki oturaklı bütünlüklerden biri sadece. Balıkkek ve Fang da aynı şekilde bir bütünlük oluşturuyor ; çocuğu olmayan ölü kadın ve annesi olmayan Yitik oğlan. Savaşa ara verdiği için yeşil Fırtına'daki ayrılıkçı unsurların hedef tahtasında duran Naga karakteri ise tıpkı karşı taraftaki Savaşmareşali Von Kobold gibi barışı destekleyen asker motifleri olarak okura sunulmuş. O kadar uzun zamandır savaş halindeki tüm dünya barışın nasıl yapılacağını unutmuş. Yazar insanlık sorgusunu Fang'ın bölünmüş kişiliği ve Shrike'nin artık can almıyor oluşu üzerinden ele almış.

Percy Shelley atfı göz doldururken, Margaret Thatcher'in ( demir lady ) bu yeni dünyada umarsız bir tanrıça
 olarak kurgulanmış olması, sekiz kolu ile Hindu yıkım tanrıçası Shiva'ya benzerliği, sert ekonomi politikalarına gizli bir eleştiri iması taşıyor. Wolfram karakteri üzerinden sosyal darwinizm eleştirisi getiren yazar, yeni çağın Londra harabelerinde doğacak olması gibi ilginç tezatlar kullanmış kurgusunda. Fang, karakteri üzerinden makinedeki hayalet kavramına atıfta bulunan yazar, Geçmişin hayaleti ODİN'in tarafsızca dağıttığı yıkımı tanımlarken kitle imha silahların konusunda silahsızlanma görüşünün desteklenmesi gerektiğini okuruna sunmayı başarmış. Çevreci bilince sıklıkla göndermelerde bulunan yazar, eserini yapay olanın doğaya  saygı duruşu ile kapatmış. Kentin kenti yediği bu hırçın dünyaya veda ederken ilk kitabının giriş cümleleri ile seri noktalanmış. Seriye yakışan bir son kitap. Keyifli okumalar dilerim. Başka incelemelerde görüşmek üzere.

Not: Çoğu zaman karıştırılır. Darwin teoriyi kurmuştur ancak "en uygun olanın hayatta kalması ( survival of the fittest )" mantrası Herbert Spencer'a aittir. Bu mantra çoğu zaman "en güçlü olanın hayatta kalması" şeklinde yanlış anlaşılır. Yazar da bu hataya düşmesine rağmen son derece ilginç bir dünya kurgulanmış serisinde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder