Uzak gelecek... Kaynakların tükenmesi ve ekolojik kıyametten sağ çıkan insan ırkı, devasa şirketlerin oyuncağı haline gelmiştir. Gen-kırıcılar yarattıkları canavarların bir geri çağırma şansına sahip olmadıklarından ölümcül hastalıklar, yeni canlı türleri ortaya çıkmış; eskilerinin yerine geçmiştir. Agrigen, Purecal gibi devasa şirketler gri marketin sınırlarını zorlamakta kar amacıyla asla sömürgeleştirilmemiş Tayland'ı bile pazar paylarına sokmaya çabalamaktadır. Agrigen'in sağlam gen-saptayıcılarından biri olan Anderson, kendi üretimleri olmayan ve tarıma son veren hastalıklardan etkilenmeyen yeni bir meyveye rastlayıp Tayland'da kalmaya karar verdiğinde tek düşüncesi gen bankalarını yağmalamaktır. Ancak kurma kız Emiko ile tanıştığında tüm planları suya düşer...
Ekolojik kıyametin vurduğu Dünya'da deniz seviyeleri yükselmiş sahil şeritleri ve önemli metropolleri haritadan silmiştir. Vahşi mutasyonlar yüzünden gen mühendisliği yapılmış çeşitler dışındaki gıdaları acımasızca yok eden hastalıklar ortaya çıkmış ve açlığı en önemli sorun haline getirmiştir. İnsanları kırıp geçiren "habbe pası" karantina müdürlüklerinin bir nevi polis kuvvetine dönüşmesine yol açmış ve Çevre Bakanlığı'nı her acil durum karşısında göreve hazır ufak bir orduya çevirmiştir. Yaratılan canlılar diğerlerinin yerini almış, milyonlarca yıllık evrimin kalemlerini yeryüzünden söküp atmıştır: "Chesire kedileri" gibi...( Lewis Carrol atfı ) Gen mühendisliği yaşlı nüfusu çok olan gelişmiş ülkelere de yaramış yeni bir canlı türünün doğmasına neden olmuştur: Kurmalar. Motor fonksiyon bozuklukları ile sıradan insanlardan ayırt edilen bu kısır canlı türü, insanın yeni kölesi olarak okurun karşısına çıkıyor.
Petrol ve kömür öncesi çağa geri dönen Dünya, sanayi devriminin öncesini yaşamamakta. Metanla enerji yüklenen burmalı yaylar ve pedalla çalışan bilgisayarlar gibi icatlar hala endüstri çağını yaşamaya çalışan insanın yardımına koşuyor. Ağır yük taşımasında ve fabrika burgularına enerji yüklemesinde kullanılan Megalodonlar imgesi üzerinden hem hayvan hakları ihlallerini eleştiren hem de 3. Dünya'nın ağır çalışma koşullarını sorgulayan yazar; kurguladığı ufak isyanla sessiz yığınların ürkütücü gücünü sergilemekten kaçınmamış. Vahşi çok-uluslu şirketlerin gri pazar sayesinde girdikleri her ülke ve toprağı köleleştirdiğini son derece yalın bir şekilde aktaran yazar, insanın kibrini doğa üzerinde açtığı onarılmaz yaralarla okura taşımış. Tanrılığa soyunan gen- kırıcıların çocukları "Kurmalar" Japonya'nın modern geyşa ve askerleri pozisyonunda bulunmakta. Çocukluktan itibaren "itaat" ve "hizmet etmek" için programlanan, endoktrine edilen Emiko gibi binlerce Kurma insan olarak bile görülmüyor ve her türlü aşağılanmaya maruz kalıyorlar.
Kurgusunu son derece ilginç karakterler arasında paylaştıran yazar, farklı bakış açıları ve arzuları okuruna sunarken kağıttan karakterler yaratmadığını her sayfada tekrar tekrar kanıtlıyor. Eskiden Triad'ın başı olan Hok Seng şu anda Anderson adına çalışıyor ve tek amacı parlak geçmişini geleceğine taşıyabilmek... Ancak Radikal İslam'ın yükselmesiyle kıyılan Çinliler için hayat kolay değil. Caydi karakteri Çevre bakanlığı'nın korkusuz "Bangkok kaplanı" lakaplı komiseri ve sonuçlardan çok hareketlere odaklanıyor. Anderson, bencil ve acımasız bir iş adamı, deneyimli bir gen-saptayıcı. Emiko ise sadece insan gibi yaşamak isteyen bir Kurma.
Yazar ırkçılığı, çıkarcılığı, vahşi kapitalizmi,deteminizmi karakterleri üzerinden sorguluyor ve çoğu karaktere ekstra boyutlar katmayı başarıyor.Karma algısını kurgusuna yediren yazar, çoğu sürprizde bu öğeyi başarılı bir şekilde kullanmış. Çevreci görüşleri kurduğu ürkütücü distopya da tezatlarla bolca vurgulayan yazar, yöre argosu, inanış ve dini görüşlere hakimiyetiyle okurunun takdirini kazanıyor. Akıcı dili ,sürprizlerle dolu kurgusu, merak öğesini ustalıkla kullanması incelikli gönderme ve eleştirileri ile aldığı tüm ödülleri tek tek hak ediyor. Gözüm kapalı öneriyorum. Keyifli okumalar dilerim, başka incelemelerde görüşmek üzere.
Not: İşlediği konu tam benim kalemim olduğu için daha bir bağlandım diyebilirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder