10 Ocak 2014 Cuma

Beton Ada, J.G. Ballard


Robert Maitland, iş dönüşü kaza yapar ve 3 otobanın kesişim noktasındaki bir trafik adasına hapsolur. Onun geçmiş başarıları veya modern kimliği bu vahşi kara parçasında hayatta kalma mücadelesinde işe yarayacak şeyler değildir. Eğer hayatına geri dönmek istiyorsa, bu hurda cehenneminden kurtulacaksa daha derinlerdeki bir şeyi uyandırmak zorundadır: İçindeki vahşiyi...

Yazar, gene gerçek dışı görülebilecek kurgusunun gerçek olabilirliğine okurunu ciddi biçimde inandırırken muhteşem benzetme ve tasvirlere başvurmuş. Maitland'ın kazasının kasıtlı, öz yıkım edimleri çerçevesinde gerçekleşmiş olabileceği iması tüm metne hakim. Karakter üzerinden yazar, sorumluluklardan ari olmak için mahsur kalmaya ihtiyaç olduğu argümanını öne sürmüş. "Ada", fazlasıyla canlı imgelerle tasvir edilmiş, çok katmanlı imaları kendisinde toplayan bir motif: hem izole insan imasını hem çağın ruhunu temsil ediyor. Adadan kaçabilecek olmasına rağmen umudunu yitiren karakter, yaralarının da etkisiyle sosyal bağlamda geriliyor ve ilk ihtiyaçlara yönelirken içindeki vahşiyle tanışıyor.


Karısının adını kurtarılmaya muhtaç bir çocuğun duası gibi tekrarlayan karakter, içindeki suçluluk ve öfke gibi  enerji rezervlerine temas ederek adayla mücadele etmeye yöneliyor. kadınlara karşı gömülü kalmış bir nefretin psişik yaralarını taşıyan Maitland, Freudyen göndermelerin merkezinde karakter olarak sunulmuş. Animist çıkarımlara başvuran yazar, Adayla bir olmak arzusunu belli pasajlarda çok güçlü işlemiş. Vücudundaki enfeksiyonun ateşi , modern dünyaya ait bu adamı yakıyor, geriye yeni varoluşa aç bir vahşinin bedenini bırakıyor; yazar bu pasajları bir geçiş ritüeli tadında kurgulamış. karakterin Öz yıkımını paylaşan adanın diğer sakini Jane, karşılıklı bağımlılık zincirinin diğer parçasını oluşturuyor.Adamın sürekli istemeye ve talep etmeye, kadının ise nefret edecek birilerine olan ihtiyacı bu derbeder modern çağ kazazedelerini ham yakınlaştırıyor hem uzaklaştırıyor. Jane için 2 farklı adam olan Maitland karşıt temsilleri bünyesinde barındırmakta. Sado - mazo bir ilişkinin temellerini atan karakter, hakimiyet kurma yolunda Makyavellist edimler sergiliyor. 

Onanma ve yalnız kalma arzusunun çatışmaları, adanın diğer sakini Proctor'da vücut buluyor. Ada'nın diğer şahsiyetleri Maitland'ın psyche'sinin içindeki temaların açılımları olarak da yorumlanabilir. Ada, sadece varolarak, doğanın çağrısını, ilkelliğe dönüş çağrısını tekrarlıyor. Modern vahşinin zorunlu tatilini benimsemesi yoğun nevroz imalarında bulunurken, akan trafiğin kaza yapmış olan biri için bile durmaması yükselen kayıtsızlığın altında kalan Modern Batı'ya güçlü bir yergi olarak okurun karşısına çıkmakta. Katman katman yükselen imgeleri ve çarpık "soylu vahşi" motifiyle dolu başarılı bir roman. Keyifli okumalar dilerim. Başka incelemelerde görüşmek üzere.

NOT: Nickelodeon'un CatDog serisinin bir bölümü, " The İsland" bu kitaptan esinlenmiştir, aynı zamanda "Makinist" filminin ekibinin bu filmin çekimlerine başladığı söylentileri dolaşıyor... ilgililere duyrulur.



1 yorum:

  1. Size çok kısa bir mim yolladım. Zaman ayırıp cevaplarsanız çok sevinirim.

    YanıtlaSil