23 Nisan 2013 Salı

Flashforward, Robert J. Sawyer


Nisan 2009'da CERN'de yapılan devrim niteliğindeki deneyin sonuçları kimsenin beklediği gibi olmayacaktır. Deney esnasında bilinmeyen bir etken sonucu tüm dünya bilincini kaybeder ve 1 buçuk dakika boyunca 21 yıl sonrasını deneyimler. İnsanlar geleceği görmüştür. Bilinç kaybı yüzünden oluşan hasar ve can kayıpları çok yüksek olmasına rağmen insanların bir açıklamaya ihtiyacı vardır. CERN'deki görevli bilimadamları bir basın toplantısı düzenlerler ve sorumluluğu üzerlerine alırlar. Ancak hala deneyin değiştirdiği dünyada cevaplanması gereken sorular vardır... Geleceği değiştirmek mümkün mü? Biteceğini bildiğiniz bir evliliği yapmak, asla hayallerinize ulaşamayacağınızı bildiğiniz halde yaşamaya devam etmek? Lloyd Simcoe ve Theo'nun deneyden sorumlu kişiler olarak kendi gelecekleri ve eksiklikleriyle yüzleşmeleri gerekecektir...

Dünyayı sonsuza dek değiştirecek bir deneyin sonundaki kaos ve şüpheleri ustalıkla yansıtan yazar, kurgusunda determinizm ve özgür irade arasındaki bitmeyen mücadeleyi işlemiş. Güçlü argümanlar ve detaylı açıklamalarla katman katılan kurgu, merak öğesini başarılı bir şekilde kullanıyor. Minkowski'nin küpü ve Kopenhag yorumuna getirilen açıklamalar eserin güçlü yanlarından... Tipler'in ölümsüzlük kuramı ilerleyen bölümlerde geçerliliğini yitirse de özgür irade üzerine ciddi bir argüman olarak okurun karşısına çıkan güzel bir detay. Karakterlerin ikilemleri samimi ve gerçekçi bir tonda aktarılmış. Yazarın donanımlı ve ikna edici olduğu gözden kaçacak gibi değil.

Llyod,deneyinin sonuçlarının sorumluluğunu üstlenmekten kaçındığı için özgür iradeyi ve geleceğin değiştirilebileceği önermesini reddediyor. Bu durum sevdiği kadınla evlenmesi önünde de bir engel. Geleceğinde evli olacağını gördüğü kişi sevgilisi Michiko olmadığı için ilişkilerine ciddi bir yük biniyor. "Biteceğini bildiğiniz bir ilişkiye yatarım yapmak mantıklı mı?" sorgusu Llyod'un karar vermesini çok zorlaştırıyor. Llyod'un arkadaşı ve deneydeki ortağı olan Theo, gelecekte kendisini ve yaşamını görmemiştir; konunun üzerinde  araştırma yaptığında 21 yıl sonra hayatta olmadığını öğrenir. Ölüm korkusuyla katilini ve ölüm sebebini araştırmaya başlayan Theo,"ölmekten korktuğu için yaşayamaz": evlenmez, geleceğine yatırım yapmaz. Michiko Bilinç kaybı esnasında küçük kızı Tamiko'yu yitimiştir. kendi geleceğinde küçük sevimli bir kızı olduğunu görmesi kaybının acısını azaltmaya yaramayacaktır.

Belirsizliğin ortadan kalkması, yaşamın temel öğelerinden birinin devrilmesiyle oluşmuş bir dünyada kesinlikler geleceği şimdiden değiştirmeye başlamıştır. Kendini doğrulayan kehanet motifini ustaca ve incelikle kullanan yazar çoğu şeyin belirgin olduğu bir dünyada yaşamın nasıl olacağına dair öngörülerini ikna edici temellere dayanarak hazırlamış. Hangi şirketlerin batacağını, hangi ülkelerin sanayi atılımı ve teknoloji devrimi yapacağını önceden bilseydik nasıl olurdu? Theo'nun saplatısını Melville'in Ahab'ı ve Oedipus'la kıyaslayan yazar en eski sorularda birini yorumlamış: "Cehalet mutluluk mudur? Bilmemek belirsizlik daha mı iyidir?"

En saygın ödüllerden üçünü kazanan eser, cüretkar ve donanımlı yazarın hepsini hak ettiğini kanıtlıyor. özellikle yüksek fizik konusundaki yeterliliği ve okuru boğmadan aktarması hem ikna ediciliği hem de yorumlamanın gücünü ortaya seriyor. Güçlü ve cesur bir eser, kesinlikle okunmayı hak ediyor. Her bilim kurgu fanının okuması gereken, farklı bir şeyler okumak isteyen tüm okurlara da güzel zaman geçirtecek bir kitap. Rahatlıkla öneriyorum. Keyifli okumalar dilerim, başka incelemelerde görüşmek üzere.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder