Yaylıbacak Jack'in
Gizemi
Richard Francis Burton ve
John Speke arasındaki , Nil'in kaynağı üzerine yapılacak tartışma
Speke'nin vurulması üzerine iptal edilir. Algernon Swinburne, DeSade'nin
takipçilerinden biri olarak güçlü eserlerini henüz yazamamış bir şairdir.
Hayatlarının dönüm noktasında olan ikili, Lord Palmerton'un Burton'un gizemli
bir vakaya komiser olarak atamasıyla değişir. Şehrin peyzajını Teknolojistler,
dünya görüşünü ise Liberyentinler değiştirirken, kaçırılmalar, cinayetler ve
gizemli Yaylı bacak Jack'in de ortasında bulunduğu olaylar serisi Burton ve
Swinburne'ü aklın almayacağı tuhaflıkların içine düşürecektir...
Tutkulu ve maceracı bir ruh olan Burton karakteri, Viktoryen
dönem Londra'sının soğuk mesafeli ve püriten dünya görüşleri ciddi bir tezat
olarak okurun karşına çıkıyor. Speke ile beraber Nil'in kaynağını araştıran
Burton döneme has akademik kıskançlıkların arasında kalır ve youlunu bulmaya
çalışırken, yazarın kullandığı Sanayi devriminin getirdiği zamanının ötesindeki
buluşlar alternatif tarih arkaplanına son derece uygun. genetiğiyle oynanmış
haberci muhabbet kuşları ( küfretmeyi çok sevdikleri kesin ), koşucu adı
verilen zeki köpekler doğaya tahakküm atfında bulunan çok sayıdaki öğeden
sadece ikisi.
Yazar çağın ruhuna uygun olarak seksist ve ırkçı söylemlerde
bulunurken, bunun arkaplanıa uygun olması amacıyla yazıldığı kendini belli
ediyor. DeSade alıntı ve atıfları yapan yazar, Swinburne'ün sado -mazo
eğilimleriyle zıt ikilisini tamamlamış oluyor. Swinburne üzerinden Aşkıncılık
imlarını, Burton üzerinden Varoluşçu argümanlarını yürüten yazar; klinik
kasaplığı eleştiren yazar, Teknolog ve Liberyentinler'in Londra'nın ruhu için
çatıştığı bir arkaplanda çok sayıda sosyolojik çıkarımda bulunmuş. (
Rasyonalizm ve Romantizm akımları ) Teknologların etik Liberyentinler ( en
azından Rakes tayfası ) in ahlak sınırlarını zorladığı çağın püriten ahlakını
ve toplumunu eleştiren yazar; Galton, Darwin, Nightingale ve Dore gibi ikonik
figürleri karakter olarak kullanmış. Swinburne üzerinden sağlam anarşist
argümanlar yürütürken bireysel özgürlükleri savunuyor ve püriten ahlak
dayatmasından beslenen konformizmi yerden yere vuruyor. Londra ve Afrika
yabanıllarının karşılaştırılması ve emperyalizmin eleştirilmesinden sonra,
"soylu vahşi" motifi yüceltilmiş.
Freduyen öğeleri metninden eksik etmeyen yazar, Burton'un id
ve süperegosu üzerinden çağın dayatmalarını irdelemiş, ilginç kurgu oyunlarına
başvurmuş. Sanayi devriminin ayrıcalıksızlarını da örgüsüne dahil eden yazar,
varoşların ve çocuk işçiliğinin ortasına okurunu bırakırken Swinburne'de bir
rol takasına gidiyor: şımarık ve hedonist şair çocuk baca temizleyicisi
kılığına girerek Londra'nın gerçekliğini deneyimliyor. Oscar Wilde'ın da kurgu
içinde yer aldığı gizemli olayları ikiliyi büyük bir komplonun içine
düşüyor. İnsanın doğa üzerindeki
tahakkümünü vurgulamak için tek bedende toplanmış olan iki bilimadamı
kullanılmış. Charles Darwin'i ağzından nazizime varacak seviyede aşırı sosyal
darwinist argümanlar kurgulayan yazar, esasen Galton'un "insan
ıslahı" hakkında ıslak düşlerini aktarmış. Çeşitli tarihsel tutarsızlıklar
, eserin alternatif tarih ekolüne girdiği için göz ardı edilebilir. Hikaye
içindeki bazı ciddi tutarsızlık çoğu karakterlerin çok aşırı uçlara
taşınmasından kaynaklanmış. Örnek vermek gerekirse milyonlarca yıl alacak
çarpık bir deney için çocuklara işkence edilmesi gösterilebilir. Bosch atfında
bulunan yazar, dizginlerinden kurtulmuş bir neo liberalizmin ıslah düşlerini
dillendirmiş: Tıpkı Aldous Huxley'in "Cesur Yeni Dünya" sında olduğu
üzere işe göre insan dizayn etme düşü, insanın açıkça meta olarak görüldüğü
vurgusunu yapıyor. Bu koşulları genetik manipülasyonla sağlayamaya çalışan
bilim adamları "sadece kendi meraklarına hizmet ediyorlar insanlığa değil" çıkarımı yapan yazar, güçlü argümanlar dile getirmiş.
H.G. Wells ve
"Dr. Moreau'nın Adası"na gizli atıfta bulunan yazar, döneme
ait bir fenomen olan " spontane içten alev alma" ( Spontaneous human combustion ) ya
değinmiş. Determinist bir zaman öngüsüne giren Jack karakteri ( time loop ) nin
durumu ünlü mitolojik karakterlerden Siphos'la özdeşleşiyor. Kafkavari bir
umutsuzluğu Jack üzerinden tanımlayan yazar Determinizm ve özgür irade
tartışmasına girmiş, özgür iradeyi savunmuş ve çok sayıda varoluşçu argüman öne
sürmüş. Taze fikirleri ve akıcı diliyle, okurlara tam bir şölen sunan kitap
doyurucu bir sonla kapanıyor.
Çeviriler
genelde başarılı olmasına karşın bir İngiliz Albayının " Bismillah!"
şeklinde şaşırma ünlemleri kullanması veya Tanrı yerine sıkça "Allah"
yazılmış olması ciddi bir uyumsuzluk olarak okuru rahatsız edebilir. Eserin
tümüne bakılınca zekice kurgulanmış ve kayıtlara geçmiş gizemlerden beslenmiş
olan hikaye örgüsü son derece tatmin edici. Meraklı okurlar detaylı bir
araştırma yapıp "Zıplayan Jack" e ait tüm kayıtlara yazarın riayet
ettiğini ve tek tek öyküsünde kullandığını görebilir. "Karındeşen
Jack" kadar ülkemizde tanınmamasına karşın İngiliz tarihinin önemli fenomenlerinden
biri olan karakter öyküyü taze ve merak uyandırıcı kılıyor. Kitabın son
bölümünde yazar, ek olarak kullandığı tüm tarihsel kişiliklerin gerçek tarihini
de okuruna sunmuş. Aldığı ödülleri sonuna kadar hak eden, heyecan ve gizem dolu
bir macera olan eser, hem bilim kurgu hayranlarının hem de tarihi roman
sevenlerin ilgisini çekecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder