26 Aralık 2012 Çarşamba

Uçuştan Uçuşa # 2, Ursula K. Le Guin



"Yok, ben hiç uçmadım. Hastalandığımda yirmi yaşındaydım. O yaşı artık geçtiğimi, artık rahat olduğumu düşünüyordum. Korkunç bir darbe olmuştu. Ailem beni fakülteye sokabilmek için bir sürü para harcamış, birçok fedakarlıkta bulunmuştu. Fakültede oldukça başarılıydım, öğrenmeyi seviyordum. Zekiydim. Bir yıl kaybetmek yeterince kötüydü. Bu işin hayatımı yiyip bitirmesine izin veremezdim. Benim için kanatlar sadece gereksiz bir fazlalık. Çıkıntılar. Medeni bir şekilde normal bir sandalyeye oturmaya, yürümeye, dans etmeye, edepli giysiler giymeye bir engel. Böyle bir şeyin eğitimime, yaşamıma engel olmasını kabul etmedim. Uçanlar aptaldır, bütün beyinleri tüylerine gider. Aklımı damların üzerinde uçuşmak için satacak değildim. Ben damların altında olup bitenle daha çok ilgiliyim. Manzara beni hiç ilgilendirmiyor. Ben insanları tercih ediyorum. Ve normal bir yaşam istedim. Evlenip çoluk çocuğa karışmak istedim. Sakatlığımdan ürkmeyen güzel bir kadınla karşılasacak kadar şanslıymışım. Aslında böyle söylememe bile izin vermiyor. O bunların, - ( başının hafif bir hareketiyle kanatlarını işaret ederek )  bende fark ettiği ilk şeyler olduğunu söyler. Benimle ilk tanıştığında beni oldukça sıkıcı, geri kafalı bir genç olarak gördüğünü ama arkamı döner dönmez her şeyin değiştiğini iddia eder."

Ayrılmadan kısa süre önce ona sordum, "Hiç rüyanda uçuyor musun?"

Cevabını geç verdi. Bakışlarını çevirdi, pencereden dışarı baktı. "Rüyasında uçmayan var mı?" dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder