Kumandan Jord Moagan, Alkinoos gemisinden sorumludur. Alkinoos, değişken iklim koşulları ve dengesiz yıldızıyla tam bir cehennem olan maden kolonisine tutuklu getirip götürmekte, maden trafiğini sağlamakta ve esirlerin ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Sistemin yıldızının süpernovaya dönmesi koloninin sürekliliğini bozar, tahliyeye girişen kumandan geride hiç kimseyi bırakmamak için tam yıldızın patladığı anda "sıçrama" gerçekleştirir. Hasar alan gemisi bilinmeyen bir konum ve yol gösterecek yıldızlar olmadan uzayda kaybolmuştur. Uygun koşullara sahip bir gezegene inip tamir çalışmalarına başlamayı planlayan kumandan, tutuklulara ve uzmanlarına canı pahasına güvenmek ve disiplini korumak zorundadır. Alkinoos mürettebatı evlerine, Dünya'ya dönebilecek midir?
Yazar eser son derece güçlü bir giriş yapmış. Güçlü çıkarımlar ve akıcı diliyle süslenen kurgusu, çoğu space opera nın yavan tadını taşımıyor: Evrenin kelimenin tam anlamıyla ucuna sürüklenen tayfanın kaderi son derece güçlü bir merak öğesi oluşturuyor. Eserin genelinde insanın doğası, kötülüğün doğuştan gelip gelmediği, doğa üzerinde kontrol ve ölümsüzlük konuları işlenmiş. Özellikle Ölümsüz ırk olan Antefeas İmparatorluğu'nun yavan ve durağan hayatı, hayattan keyif alamamaları ölümün gerekliliği ve zaman kullanımının önemi konularını yerinde işleyen bir motif olmuş. Hipnos'lar la uyuşturulan halk ise Tv başında ( veya günümüz için PC başında ) ömür çürüten hissiz bir yaşayan-ölü topluluğu olarak tasvir edilmiş. Yerinde eleştiriler ve çıkarımlar sürükleyici olmak pahasına koşturan ve bazı bağlantıları üstünkörü ( kimi yerde zayıf ) kuran kurguyu biraz da olsa baltalamış. Çeviri hataları can sıkıcı olsa da, kitabın tümüne dağılmış değiller.
Genli itibariyle ortalamanın üzerinde kalan, eleştiri ve çıkarımlarını güçlü kullanan hikayeyi hemen anlatmak için kendi hızına takılan bir kurgusu, merak öğesini başarılı bir şekilde kullanıyor. Eğer Space operaları seviyorsanız keyifli bir okuma sunuyor. Başka incelemelerde görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder