3 Mart 2013 Pazar

Şok Dalgası Süvarisi, John Brunner





Uzak gelecek. Kabilelere dönüş yaşanmış, iktisadi kıyametin ardından külçe birimi nakit yerine geçmiştir. Ağ, herşeye bağlıdır, her şey de Ağ'a. Ekonomik ve sosyal koşular üzerine bahis oynanan bu gelecek kendi "felaket" borsasını yaratmıştır. Tahakkümde son noktalara ulaşan insan genetik shirbazlıkları ve insan mühendisliğine soyunmuştur. Modern çağın heykeltraşları Davranış bilimciler, toplumu ve bireyleri uyumlu bireylere dönüşmeleri için törpülemekte, insanlar baskı karşısında bir boşalma olanağı ( catharsis ) aramaktadı: Bu olanak İşitme Cihazıdır. Bir ağlama ve hakaret duvarı görevi gören bu araç modern toplumun tutkallarından biridir. Sosyal kontrolün geri kalan öğeleri, grup baskısıyla oluşan konformite, göz kapaklarına kadar sakinleştiricelere gömülmüş insanlardır. İşte bu insanlar arasından biri... Nick Haflinger adlı bir adam tüm sisteme savaş açar...

Kitabın geneli Nick karakterinin kendini arayışı ve sorgusu sırasında karakterin özelliklerinin ve geçmişinin yapısının aktarılmasından oluşuyor. Son kısım da ise toplumun ters- otopsisine ayrılmış. Nick,  üstün yönetici sınıfın yetiştirildiği akademide eğitim alan bir adamdır. Polis ve çete devletinin okullara kadar sızmış olduğu vahşi ve güvenilmez bir çağda kimseye temas etmeden büyümüştür. Büyük bir "düşünce deposu" ( think tank) olan Tarnover zamanla en nefret ettiği şeyleri sembolize eder hale gelecektir. Nick, Tarnover'dan kaçar ve kendine yeni bir hayat inşa eder. Ancak tüm yaşadığı hayatlar ona uyumcu olmasını salık veren toplumla birleşince her seferinde hayal kırıklığına uğrar. Çağın nevrozlarını sırtında taşıyacak kadar güçlü değildir, yakalanır. Bu noktadan itibaren bir toplum ve karakter sorgusuna girer yazar.

Yazar, freudyen çıkarımlara fazla yaslanmış ve açıkça davranışçılara saldırmış. Sanal seksle, en insani dürtülerinde biri ayıklanmış bir toplum kurgularken aynı zamanda alt metindeki güvensizlik ve izlenme paranoyasını da desteklemiş. Sosyal darwinizmi en uç noktalarda kurgulayan yazar, kayıtsızlık eleştirisi ne yer vermiş. Evrimsel yaklaşım üzerinden grup psikolojisini açılımlayıp sosyal kontrol mekanizmalarını göz önüne sermiş. Karakterin geçmişinin muhasebesinde her personasının çökmesinin nedenini kendisi olmamasına bağlayan yazar, varoluşçular ve evrimsel yaklaşım psikologlarının görüşlerini melezlemiş. Son derece başarılı benzetmeler ve sürükleyici yapısı, eleştirel dili önemli artıları. Bilimin de dinleri olduğuna dokunan yazar, zamanla kuramların kemikleştiğini ve dogmatik bir gözü dönmüşlükle savunulduğunu hoş bir biçimde belirtmiş.

Şirket maskeleri, telefonda günah çıkarmak ,her köşe başında bekleyen panik atak gibi başarılı motifleri ustalıkla kullanmış: dijital bir 1984. Bazı yerlerde fazlasıyla yalın kaçmasına rağmen alt metini destekliyor: Saklanan tüm gerçekleri açığa çıkarmak için Don Kişotvari bir adanmışlıkla çabalayan toplum dışı biri olan Nick'in, bir kara ütopyayı, ütopyaya dönüştürme çabası. Yazar farkında olmadan yerdiği elitizmi bazı yerlerde yüceltmiş ancak bu pasajlar metne zarar vermiyor. Geneli itibariyle çok başarılı bir roman. Rahatlıkla önerir keyifli okumalar dilerim. Başka incelemelerde görüşmek üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder