8 Haziran 2013 Cumartesi

İktidarın Mahkumları, Arkadi& Boris Ştrugastki


Maxim Kammemer, genç bir öncüdür. Dünyaları gezip örnekler toplayan, toplumları inceleyen Maxim, son yolculuğunda nükleer felaketle kavrulmuş, savaş yüzünden kanla sürekli ıslanan bir gezegene iniş yapar. Aracının yok edilmesi onu bu hırçın gezegende mahsur bırakır. Altı parmaklı, ön yargılı ve savaşa susamış geri kalmış bu tolumda modern bir Robinson Crusoe haline gelen Maxim, toplumu ve gezegeni mahveden sorunlarla tek başına savaşmaya karar verir. Öncelikle bir mahsur, ardından asker, militan olan bu genç insan acaba kurtarıcı olabilecek midir?

Açıkça bir Sovyetler eleştirisi olan Gezegenin bir adı yok. Yazarlar bürokratlara ve tüm dünyayı yöneten süper elit grup olan Yaratıcı Efendiler üzerinden sosyal adalet ve elitizm tartışması yürütmüşler. Anti militarist yaklaşımları her 2 taraftan da ele alan yazarlar, " bitmeyen savaş" motifini toplum üzerinde bir kontrol mekanizması olarak kullanmış. Devlet, her  gün 2 kez radyoaktif dalgalar aracılığıyla toplumun içindeki vahşi yanları ortaya çıkarmakta bu hırçınlaşmayı "dışarıdaki" düşmanlara yönelterek uysal ve emir almaya açık bir toplumu desteklemektedir. Ancak bu yayınlara dayanamayan "hala sorgulayan" bir "dejenere" takımı mevcuttur. Degen ler bu yayınlar esnasında korkunç acılar çekmektedirler. Teknoloji seviyesi düşük olan bu toplum dışarıdan gelebilecek bir saldırı korkusuyla yaşamaktadır.

Ana karakter olan Maxim, devletin radyoaktif yayınlarına bağışık, fiziksel açıdan görülmemiş dayanıklığa sahip, dövüş sanatları ustası bir dahi... Çizilen karakter profili elle tutulur bir inandırıcılığa sahip olmadığı gibi ve yazarlar ona eksiklik bulmakta zorlanmış gibi gözükmekte. Ana karakterin zayıf yanı, çocuksu kaçacak bir saflığa sahip olması. Bu çok ciddi bir mantık hatası olarak okurun karşısına çıkıyor. Maxim, en ileri mühendislik, fizik, kimya, astronomi, toplum bilimleri gibi konularda saatler içinde ustalaşmasına rağmen, içinde yaşamak zorunda kaldığı toplumun dinamiklerini algılamaktan aciz. Kurgu oyunları bir gerçeklik sorgusuna dayanıp K.Dick vari bir altyapı kurmaya yaklaşmışken yolundan saparak hem ana karakteri hemde kurguyu boşlukta bırakıyor. Yazarlar arasındaki geçişler son derece bariz. Yalın ve sürprizlerden uzak olan kurgu, "aniden", "bir anda" gibi bağlaçlarla okuru eserden soğutma konusunda ( ortalama 12 cümlede bir kullanılmakta ) son derece başarılı. Karakterler kuru ve arka planları zayıf.

Elitizm ve bürokrasi mekanizmasını kitap boyunca yerden yere vuran yazarlar, bir kurgu oyununda okuru şaşırtmak amacıyla tüm eleştirileri ve çıkarımlarını yıkıyorlar. Doğu bilim kurgusuyla özellikle ilgilenmiyorsanız donuk ve zayıf kurgusu sizi itecektir. Başka incelemelerde görüşmek üzere.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder