26 Ekim 2012 Cuma

Uzaya Kaçış, Halil Kocagöz



Şair,oyun yazarı ve TDK üyesi olan yazarın, 82'de yazdığı 15 yıl sonra yayınlanan, geçtiğimiz günlerde tekrar basılan bilimkurgu romanı.

Tan ve Andur,Dünya'yı yutmak üzere olan Güneş'ten kaçabilmek için düzenlenen Göç'ün önemli bilimadamlarıdırlar.Sonumut adlı gezegene yapılacak göçün gerçekleştirilmesini engellemeye çalışan rakip ülkelere ve zamana karşı bir yarış vermeleri gerekmektedir.

Yazarın şairliği ve oyun yazarlığı eserine net bir şekilde yansımış.Yazım dili genel olarak teatral, kitabın büyük çoğunluğunda abartılarla dolu.Genel doku ise şiirsel. Masalsı bir gerçeküstülük yaratmak isteyen yazar bunu başarmış ancak okuyucuyu tasvir eksiklikleri yüzünden dünyasına çekemiş.Diyaloglar çoğu yerde sürreel kaçmış. Sahnelense belki kanlı canlı oyuncular,beden dilleri ve tonlarıyla eseri destekleyebilirler ama kitaptaki diyaloglar çok kuru. İma yoksunu kurgusu sadece yazarın kişisel geçmişine göndermeler yaptığı yerlerde gerçek bir okuma zevki sunuyor.Dili ise çok Türkçe.Eski Türkçe yazılmış olan roman bazı kavramlarda o kadar dile bağlı kalıyor ki neyden bahsettiğini anlamakta güçlük çekebiliyor okuyucu. Misalen çağrı-görün, yabancı kaynaklarda vidyofon olarak aktarılan cihaz.Varlık felsefesi ve bilimkurguyu melezlemeye çalışan yazar parapsikoloji sınırlarından geçmekten çekinmiyor ve Thea Alexander'ın M.s. 2150 romanındaki gibi tin,özdek,erk gibi kavramları her sayfada kullanıyor.Nuh'un gemisi motifi okurun gözüne fazla sokulmuş.

2511 yılında geçen romanda, fotokopi makineleri, ağlayan çiçekler, robotlara sünnet olup olmadığını soran karakterler ve dayanaksız kavramlar yer alıyor.Sürekli karşıma çıkan saydam iç çamaşırlı kadınlar motifine ise ne diyeceğimi bilemiyorum.Eşini yeni yitirmiş ve akıl sağlığından endişe duyulan kaptana  80 bin can emanet edilmesi gibi devasa mantık hataları,basit fizik ve biyoloji bilgilerinden yoksun kurgu içinde gene de göze batıyor.

Açıkçası bilimkurgu temasında aktarılmasa hoş bir oyun bile olabilirmiş diye düşündüm okurken.Çünkü tam olarak roman hissi vermiyor, oyun metni gibi daha çok. Eğer şiirsel anlatıları seviyorsanız ben size Ursula K. Le Guin'in eserlerini öneririm.başka incelemelerde görüşmek üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder