Soğuk bir Ekim akşamı, ailesinin katledilmesinden kıl payı kurtulan meraklı ve sınır tanımaz bebek kendini yakındaki mezarlıkta bulur. Mezarlığın sakinleri olan hayaletler ve gece halkı, bebeği takip eden katili başlarından savar ve çocuğu kabullenirler. Katledilen ailenin hayalleri mezarlık halkından çocuğu bakmalarını rica eder. Owens hayaletleri ve Silas isimli gizemli karakter, çocuğa büyüyene kadar göz kulak olacaklarına söz verirler. Kendinden başka kimseye benzemeye çocuğa "Nobody" ismi verilir. Nobody'e "Mezarlık özgürlüğü" verilir. Burası artık onun evidir. Nobody ise keşfedilmedik delik bırakmayacak, dışarıda bekleyen ölüm tehdidinden ironik bir şekilde mezarlıkta korunarak büyüyecektir...
Dave McKean'ın güçlü içini darbeleri ve keskin, yumuşak hatların dengeli kullanımı gerçeküstü tonu yansıtıyor. İllüstrasyonlar gerçekten usta işi. Nobody, bebekliğinin aksine ailesine söz verdiği için Mezarlıktan hiç çıkmıyor, dış dünyayla tek bağlantısı Silas. Serbestçe gidip gelen Silas ve dünyayı dolaşmış hayaletlerin hikayeleri sayesinde merakı daha da körüklenen çocuğun kendi türünden canlılarla olan teması Scarlett Perkins sayesinde gerçekleşiyor. Mezarlığa bağımlı ve dış dünyadan çekinen birine dönüşen Nobody, Silas ve Scarlett'ın hayatından çıkmasıyla boşluğa düşüyor.
Merakı yüzünden başına bolca dert açan Bod, mezarlık halkı tarafından sevilip korunuyor. Ezberci eğitimi Bayan Lupescu, üzerinden eleştiren yazar, oral fiksasyon ve tüketim açlığını gulyabanilerle temsil etmiş. Amnezi iması üzerinden ise kayıtsızlık uyarısı yapan yazar, memnun olunmayan hayatları için başkasını suçlayan insanları ve yığınların hedefsiz öfkesini ise Cadı hikayesinde aktarmış. Aynı zamanda adaletsizliği de aynı pasajlarda temsil eden yazar, Ölülerin Dansı bölümünde ise May veya Yalom'la özdeş şekilde; hep ölüm tehdidi altında olduğumuzu ve ancak çok kısa zaman aralıklarında fark edebildiğimizi, kendimizi ve gerçekliğimizi güvence altına almak adına çabucak unuttuğumuzu kurgulamış.
Yıllar geçip Bod, büyüdükçe arkadaş bulmakta zorlanıyor çünkü hayaletler hiç değişmiyor. Meraklı yapısı yüzünden yeni yer ve insanlara duyduğu açlık, eski arkadaşı Scarlett'in geri dönmesiyle biraz olsun diniyor. Ancak insanlarla temasın kötü bir yanı var: Normalde akıllarda kalmayan hatırlanmayan Bod, izlenebilir ve tanımlanabilir hale geliyor. Jack, Bod'u ortadan kaldırmak için peşinden mezarlığa girdiğinde, Bod yıllar boyunca tüm öğrendiklerini ve kurduğu tüm ilişkilerin getirilerini kullanıyor. Kitabın sonunda hırsının kurbanı olan antagonist klişesini kullanan yazar taze, yenilikçi tonu biraz da olsa baltalıyor.
Akıcı dili, sürükleyici yapısı sayesinde hızlı okunan eser, taze ve yenilikçi kurgu oyunları ve motiflerle okurunu tatmin ediyor. Yazar, sınırları çizip bozuyor sürekli ve bu kurgu döngüsünü okurunun gözüne sokmadan, sıkmadan tekrarlamayı başarıyor. McKean'ın ilüstrasyonları gerçeküstü tonu desteklerken, Bradbury'nin Cadılar Bayramı Hikayesi'nin izleri tüm kurguda hissediliyor. Keyifle okunan bir eser ( Amerikan Tanrıları kadar güçlü ). Keyifli okumalar dilerim. Başka incelemelerde görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder