Hester ve Tom, Anchorage kenti efsanevi ölü kıta kıyılarına demirlediğinde, Vineland'ı bulduklarında emekliye ayrılırlar. O zamandan bu yana 16 sene geçmiştir. Hester ve Tom'un kızları olan Wren, avcılık ve çiftçilikle geçinen Vineland'ı sıkıcı ve çekilmez bulmakta, macera özlemiyle yanıp tutuşmaktadır. Kent paraziti "Yitik Oğlanlar" , aralarından ayrılıp Vineland'a yerleşen Mukoza'yla temasa geçtiklerinde Wren bu buluşmaya şans eseri tanık olur. Küçük dünyası bu tesadüfle genişleyen Wren, Yitik Oğlanlar'ın peşinde olduğu Eski-Tekno yazıtı bulmak için liderleriyle antlaşma yapar. Wren'in henüz bilmediği şey ise, "Teneke Kitap" 'ı yıllar içinde dev bir orduya dönüşmüş olan " Yeşil Fırtına" nın da aradığı ve ele geçirmek için herşeyi yapabileceğidir. Wren talihsizlik sonucu Yitik Oğlanlar tarafından kaçırılınca Hester ve Tom'un tatilleri sona erer...
Serinin ilk 2 kitabından aşina olduğumuz karakterler bu devam kitabında önemli roller oynuyorlar. Hırsız ve yalancı Pennyroyal, Brighton adlı sal-mesirenin, yüzen şehrin belediye başkanı olmuş ve Yitik oğlanları avlamaktadır. Kalbur üstü konukları için bir tatil beldesi ve turizm cenneti olan bu şehir ötekiler için bir köle pazarıdır. Anna Fang, diriltildikten sonra güçlü bir kolordu kurmuş, eskiden ajanı olduğu Mobillik karşıtları ve sabit şehirlere kan kusturmaktadır. Yıllardır süren savaş "Diriltilenler Ordusu" na katılacak, tekno cerrahlar tarafından işlenecek bol sayıda naaş sağlamaktadır. Shrike, dahi kabul edilen genç bir tekno cerrah tarafından bulunur ve onarılır, Anna Fang'in kişisel koruması olması için sunulur.
Karakterlerimiz arasındaki aşk, Hester'ın ihaneti ortaya çıkmadığı için sarsılmamıştır. Ancak Tom, onun içindeki karanlıkla Vineland kıyılarında tanışınca ilişkilerinde ilk çatlaklar oluşur. Yazar, Hester'ın deformasyonu üzerinde gene fazlasıyla durmuş. Hester'ın yarası ve vahşi yönünü sıklıkla özdeşleştiren pasajlar bu kitapta da mevcut ve stereotipi destekliyor. Birbirine son derece zıt olan bu karakterlerin ilişkileri ciddi sınavlara tabi tutulmuş eserde. Hester ve kızı arasındaki çekişme tüm olay örgüsünün başlangıcını oluşturuyor. Brighton üzerinden vahşi kapitalizm eleştirilerini ifade eden yazar, Shkin karakteri üzerinden ise tüm dünyaya egemen olan çıkarcılık düşüncesini eleştirmiş. Anna Fang ve Shrike üzerinden insanlık sorgusuna gireceğini düşündüren yazar, bu konu üzerinde fazla durmamış. Kölecilik, isyanla ilgili pasajlarda son derece güçlü tezatlarla eleştirilmiş. " Cehennem Makineleri", diriltilen iz sürücülere bir gönderme. Yazar bu motif üzerinden metal aksamların altında çoktan ölmüş yürekleri ve kayıtsızlığı vurgulamış.
Eski dünyanın artıklarının anlamsızlığı yazarın tüm kitaplarında bulunan hoş bir detay olarak gene göze çarpıyor. Yeşil Fırtına'nın yürüttüğü bitmeyen savaş sloganları kıyamet sonrası dünyada güzel bir tezat olarak göze çarparken çevreci görüşlerin altını çiziyor: "Dünya Tekrar Yeşillendi." Yürüyen kentlerin doğa katliamı ile olan ilişkileri ve doğaya tahakküm vurguları kurgu içerisindeki yerini "Bitmeyen savaş" motifine devretmiş. Yeşil Fırtına'nın töreleri ve tüzükleri üzerinden militarist toplum eleştirileri yönelten yazarın, T.S. Elliot'u alıntısı gerçekten çarpıcı ve hoş bir kurgu oyununu biçimlendiren bir dil oyunu olarak okurun karşısına çıkmakta. İlk iki kitabının temposunu ve yazım dilini koruyan yazar, akıcı ve yüksek oktanlı pasajlarla okuru kitaba bağlıyor. Bazı yerlerde kurgusu yalın kaçsa da taze konseptin hatrına keyifle okunuyor. Başka incelemelerde görüşmek üzere, keyifli okumalar dilerim.
NOT: "Cehennem Makineleri" 'ni bana hediye eden ON8 yayın evine teşekkür etmek istiyorum, uzun bir iş gününü çekilir kılan bu hoş jestlerini unutmayacağım. Daha önce belirtmemiştim, her kitap kendi ayracıyla beraber geldiği için ayraç biriktiren kişileri memnun edecektir. Aynı zamanda başarılı kapak tasarımlarını da tanıtmak amaçlı bir fotoğraf çekme gereği duydum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder