Yazar, her nevrozun esasında bir kişilik nevrozu olduğunu ifade ederek açmış metnini. Klasik psikanalizin ataerkil dayatmalarından bunalan Horney, kadın psikolojisi ve kültürel etmenleri odağına almış. Zorlanımlı dürtülerin nevrotik olduğunu, bunların Freud'un savunduğunun aksine doyumu değil güvenliği amaçladıklarını, yalıtılmışlığın, çaresizlik ve kaygıdan doğduğunu belirtmiş. Yazar, kendi kuramını sağlam temellere oturturken libido kuramını sarstığı ortada. Nevrotik eğilimlerin birbirlerini pekiştirip güçlendirdiğini ve yeni çatışmalar yarattığını ifade edip, tüm çatışmaların tipi ve yoğunluğunun topluma göre belirlendiğini söyledikten sonra, çatışmalara karşı 4 ana savunma girişimi olduğunu savunuyor: 1- Çatışmayı gizleme, 2- İnsanlardan uzaklaşma, 3- kendinden uzaklaşma, 4- Dışsallaştırma ( genel yansıtma )...
Rol atıflarının yükümlülüklerini çatışma ortamının hazırladığını belirten yazar, Kierkegaard alıntısı yaparak, kayıtsızlık, uyumculuk ve fırsatçılık eleştirilerinde bulunuyor. Çatışmanın söz konusu olduğunu gösteren etkenin tutarsızlıklar olduğunun altını çizen yazar,çatışmaların bilinçdışında bulunduğunu, bilinçta bulunan çatışmanın ise kılık değiştirmiş bir ikilem olarak kendini gösterdiğini ifade etmiş. Güçlü Freud ve Jung eleştirilerinde bulunan Horney, Freud'un ahlak ve insani değerlerden ari bir bilim kurguladığını, Jung'un ise çatışmaların sahiplenilip kişiliğe katılması kuramının zayıf ve gerçeklikten uzak bir yaklaşım olduğunu göstermiş. Stevenson ve Dr. Jekyll, Mr. Hyde atfından bulunan yazar, çocuğun karşısındaki düşmanca dünyayla başa çıkabileceği yollar ve savaş taktikleri geliştirdiğini kalıcı eğilimlerin de bu yolla ortaya çıktığını ifade ediyor.
Psikosomatik tepkimeleri bastırmanın başarısız olmasına bağlayan yazar, nevrotik tipolojileri açılımlamış: Uysal tip, saldırgan tip, yalıtkan tip. Yzar, nevrotik kişilerin kendisinin olduğuna ya da o anda olabileceği, veya olması gerektiğine inandığı bir imaj yarattığını, bu imajın özgün yanları kişilik yapısı tarafından belirlendiğine ve farklılık gösterdiğine vurgu yapıyor. İdeal imajın, nevroz dokusuna işlenmiş bir psikoz örneği olduğunu, bilinçsiz bir oluşumdan kaynaklandığını belirten yazar;İdeal imajın statik olduğunu, bunun bir hedef değil tapınılan ve saplantıya dönüşmüş bir inanış olduğunu belirtiyor. insanın kendine katlanamadığı için bir ideal imaj yarattığını, bunun kendine yabancılaşmayı yanında getirdiğini söylüyor. Temel çatışmaların öğelerinin eğilimlerde ve savunma mekanizmalarında kaynaşabileceğini savunan yazar oral fiksasyon ve depresyona bağlı duygusal açlığın fizyolojik birzorlanımı, kendine yabancılaşmanın, temassızlığın dışa vurumu olduğunu iddia etmiş.
Adler'in tersinebilir "aşağılık kompleksini" evlat edinen yazar, öz aşağılamanın dışsallaştırılmasını açıklarken düalist çıkarımlarda bulunuyor. Savunma mekanizmalarını açıkladıktan sonra aldatma türlerini açılımlıyor. nevrotiklerin umutsuzluğunun kökenlerini izole edip okuruyla paylaşan yazar, Huxley atfında bulunuyor, ve çatışmaların sadece kişilik içinde bunları yaratan koşulların değiştirilmesiyle çözümlenebileceğini savunuyor. Nevrotik kişilikleri tanılayan yazarın en ciddi başarısı, borderline ve narsisistik bozuklukların temellerini atması. Klasik psikanalizden başarıyla uzaklaşan Horney, devrimsel görüşlere çok yaklaşmış. konuyla ilgilenenler için son derece akıcı ve başarılı bir makale. Başka incelemelerde görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder