21 Mart 2014 Cuma

Bilim Kurguları - Bilimsel Olgulara Dayanan Gelecek Tasarımları, Gerard't Hooft


GELECEK, BURADA VE ŞİMDİ


Nobel ödüllü yazar, kitabını halk dilinde yazacağını belirterek metnini açmış. gelecek hakkındaki spekülasyonlarda bilim kurgu ve bilimsel olgunun iç içe geçtiğini belirtip uzay yolculuğu hakkındaki bir çocukluk anısıyla metnine giriş yapmış. Doğa yasalarına karşı gelinemeyeceğini ifade ettikten sonra tüm bilim kurgu hayranlarının hayallerine limon sıkarak " Işık hızından daha hızlı seyahat edebilmek hiçbir zaman için mümkün olmayacaktır. Asla!" diyen yazar, fizikte ışın hızından daha büyük hızlar olduğunu ancak bunları kullanmanın mümkün olmadığını da ekliyor. Heisenberg'in Belirsizlik Kuramı'nı alıntılayıp Kim Stanley Robinson'un Mars Üçlemesine atıfta bulunan yazar bilim kurguya dair bir motif olan "dünyalaştırma" ( terraform ) olgusuna değiniyor.

18. ve 19. yüzyıllardaki bilgi birikimi ve teknoloji artışının, ardı ardına ortaya çıkan ilerlemelerin önümüzdeki çağlara uyarlanmasına katılmayan yazar, fiziğin henüz tamamlanmadığı görüşüne katılmış ve nano teknolojinin çok fazla potansiyel taşıdığını belirterek hakkını vermiş. CERN deneyini açıklayan ve atom yapısına, atom altı parçacıkların doğasına dair ufak bir özet sunduktan sonra herhangi bir inşa veya icat durumunda sınırın atom seviyesi olduğunu, atom altına geçilmesinin mümkün olmadığını belirtmiş.

Yaşayan Akıllı Evler, sahipleri gelmeden klimayı açacak ve kahveyi ısıtacak

İntel'in Kurucularından Gordon Moore'un yasasını alıntılayan yazar, bilginin depolanmasındaki artışın ev sahiplerine evlerini yaşayan bir organizmaya çevirmek, angaryaların azaltılması ve haneye tecavüz gibi suçların önlenmesi konusunda çok sayıda seçenek sunacağını öngörüyor. Çip imalatında teorik limite henüz ulaşılmadığını ifade ettikten sonra  Feynmann'ın 1959'daki konferansından alıntılar yapıp nano teknolojinin yer işgal etmeyen, ağırlığı olmayan inanılmaz hıza sahip sensör ve ölçüm aletlerine izin verdiğine bunlar sayesinde nano bot doktorların insanları içeriden tedavi edebileceğine, invasif operasyonların tarihe karışacağına dair öngörülerini paylaşıyor.



Görüntüleme gözlükleri gibi kağıt alternatifi ve görünürde daha çevreci olan alternatiflere yönelmesini destekleyen yazar, kuantum bilgisayarı gibi teorik bir olgunun mümkün olabileceğini savunmuş. Moore Yasası'nın ( işlemci gücünün 18 ayda bir 2 ye katlanacağı öngörüsü ) 60 yıl daha yürürlükte kalacağını ve bilgideki artışa dair en önemli uygulamanın yapay zekanın geliştirilmesi alanında ortaya çıkacağını ifade etmiş. Veri tabanlarının uzmanlaşmış ve özerkleşmiş yapay zekalarla birleşmesi sonucu bir gün internetin kendisinin bir yapay zeka haline geleceğini, memetik sorgulamanın yapılabileceğini ve zeki kişisel bilgisayarların ortaya çıkacağı gibi öngörülerde bulunan yazar, yaklaşan küresel iklim değişikliği konusundaki önerilerine geçiş yapmış.

Genetiği değiştirilmiş ve elektrik üreten bitkilerden oluşan enerji tarlaları

Kendi kendine yeten yüzer kentlerin ekolojik ve sürdürülebilir şekilde dizayn edilebileceğini, yükselen deniz seviyesinde bunların etkilenmeyeceğini de ekleyen yazar; uçan kentler gibi projelere dahi açık kapı bırakmış. Rüzgar enerjisini hasat etmek için yapay hortumlar yaratacak devasa bacalar inşa edilebileceğini belirttikten sonra nükleer enerjinin güvenli hale getirilmesini ve alternatiflerini savunurken konunun insan odağını atlamış. Güneş ışığının yardımıyla suyu filtreleyen genetiği değiştirilmiş bitkiler üretilebileceğini, yılanbalıkları gibi doğal olarak elektrik üreten canlıların genlerinin uygun bitkilere aktarılmasıyla enerji tarlaları oluşturulabileceğini öne sürmüş. Karbon salınımını azaltmakla ilgili öneriler getirip Kelebek Etkisi atfında bulunmuş.

Yıldızlar arası yolculuk ve itiş sistemlerini irdeledikten sonra ışık hızının onda birine ulaşan hızlara çıkabileceğimizi belirtmiş. Robot kolonicilerin insandan önce gönderilip keşif ve inşa yapacağını ifade edip sıklıkla kullanılan bir bilim kurgu motifi olan "solucan deliklerini" ve kara delikleri irdelemiş. Karşı maddeden yakıt veya gemi malzemesi  gibi seçeneklerin imkansızlığını açıkladıktan sonra yeni dünyalara yerleşecek olan kolonicilerin önce yeraltı şehirlerinde yaşayacağını daha sonra yüzeye çıkacağını ifade etmiş. Gerard K. O'Neill'ın silindir dünya kuramını, yapay gezegen seçeneklerini irdeledikten sonra bu tarz bir yapı için en uygun madenlerin asteroitlerde bulunacağını söyleyen yazar, uzay hevesinin söneceğini öncelikle Ay'da kalıcı bir koloninin denenmesi gerektiğini savunmuş. Turizm ve eğlence açısından uzayla ilgili seçenekleri okuruyla paylaşıp Neumann'ın kendi kendine çoğalan robotları gibi seçeneklerin son derece riskli olduğu konusunda uyarıda bulunmuş.

Ev konforunda uzay yolculuğu mümkün mü?

Richard Dawkins'in kitabı Gen Bencildir'e atıfta bulunarak belirli bir gende saklanan bilgi ne kadar değerliyse başarıyla çoğaltılan bu genlerin sayısının da o kadar artacağını, robotların da çoğalırken benzer biçimde genetik bilgilerini aktarmalarını sağlamış olsaydık evrim sürecinin yasalarına uyacaklarını ve insan gibi davranmaya başlayacaklarını söyleyen Hooft, Satürn'ün halkaları arasında kurulabilecek bir robot kolonisini tıpkı Ay oteli gibi detaylı bir şekilde kurgulamış. Sanal gerçeklik sayesinde yıldızlar arası uzayda yolculuk yapılabileceğini, ön keşif gücü olarak yollanan robotların sayesinde evlerinden ayrılmadan insanların astronot olabileceğini öngörüp son derece tartışmalı bir konuya giriş yapmış: GDO.

Gen teknolojilerinin daha yolun başında olduğunu, çok fazla potansiyel içerdiğini ifade edip, modern hayvancılık tekniklerinin barbarca olduğunu söylerken vejetaryen görüşlere destek çıkmış. Beyinleri olmadığı için hissetmeyen ve dolayısıyla acı çekmeyen et dilimlerini biyo teknoloji sayesinde yaratılabileceğini, istenilen tatların genlere kadar kodlanabileceğini söylerken GDO'lara açıkça onay vermiş. Fizikçi olduğu için sosyoloji ve biyolojiye dair konulara çok fazla girmediği belli olan yazar metninde sadece ilerlemeyi başrole alırken insanı ve toplumu figüran konumuna itmekte sakınca görmemiş... Farklı kütle çekimlerinde yaşayacak olan kolonicilerin genlerine müdahale edilerek koşullara daha hızlı yum sağlamalarının mümkün olduğunu savunan Hooft, bir gün belki de DNA'nın kendisinin bir bilgisayar bellek alanı haline gelebileceğini öne sürerken Lamarck'ın modası geçmiş fikrine göz kırptığı anlaşılıyor.

Çekme gücü akıl almaz seviyelerde olan " nano tüplerin" şu anda teori de olsa Arthur C. Clarke'ın uzay asansörü fikrinin inşasında kullanılabileceğini belirtip "Panspermia" kuramını irdeleyen yazar çok da olası olmadığı söyleyip çok uzun vadeli bir projeden bahsetmiş: Aynı zamanda kitabın yabancı baskısının da adı olan "gezegenlerle oynamak". Asteroitlerin ve oynatılabilir küçük gök cisimleri kullanarak yörüngelerin değiştirilip değiştirilemeyeceğini tartışan yazar kitabının son bölümüne "idiokrasi" adını vermeyi uygun görmüş.

Çeşitli bilim kurgu temalarını yerden yere vuran Hooft bazılarını parapsikolojik öğelerle dahi bir tutmuş. Carl Sagan gibi şöhretleri de iğnelemekten geri durmayıp saygısızlığa varmasa da bilim kurgu hayranlarını incitebilecek ifadeler kullanan Hooft metnini kişisel bir anekdotla kapatmış. Geneline bakıldığında kısa olmasına karşın fütürist temaları 2006 yılının bilgi birikimine göre irdeleyen yazar akıcı ve sade bir dilde yazmış. Bilim hayranları ve farklı bir şeyler okumak isteyen herkese hitap edecek bir kitap olan eser, okunmak için doktora gerektirmiyor. Hooft'un gözlerinden geleceğe bakmak hoş bir mola olacaktır. Bilim kurgu hayranlarının yazarın kinini kişisel almamasını tavsiye ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder