30 Mart 2014 Pazar

Labirent : Ölümcül Kaçış , James Dashner


Thomas hafızasını kaybetmiş olarak uyandığında kendini Kayran'da bulur. Kayran, en ortasında bir yerleşim yerinin bulunduğu 9 bloğa ayrılmış bir labirenttir. Lise çağındaki çocukların oluşturduğu gruplar Kayran'ın güvenliğini ve devamlılığını gözetmekte ve bir çıkış yolu bulmak için labirente deneyimli "koşucular" göndermektedirler. Thomas, sürekli değişen labirent'i ve geceleri labirenti turlayan dehşetleri aşıp buradan çıkabilmek için önce takım arkadaşıyla ardından geçmişiyle yüzleşmek zorundadır...

Yazar, amneziye fazlasıyla bel bağlayarak kurgusunu hiçbir mekan veya zaman atfı olmadan sürdürmüş. Tamamen kapalı bir mekan olmasına karşın yıldızların görülebilmesi labirentin tamamen izole olmadığı hissini doğurmakta ve umut ışığı vermekte kullanılmış bir motif olarak okurun karşısına çıkıyor. Labirent'i turlayan aç kabuslar veya "ızdırap verenler" labirentin gardiyanları. Kayran'da doğa olaylarının görülmemesi, yağmur yağmaması, sıcaklığın değişmemesi, kontrollü bir ortam olduğu hissi yaratırken ortada uçan mekanik böcek / kameralar çocukların her hareketlerinin izlendiğini vurguluyor.

Thomas'ın sabırsızlığı gizem hissini körüklese de okuru bunaltacak seviyelere varabiliyor. Sineklerin Tanrısı'na benzer bir çocuk komünü kurgulamış olan yazar, hayatta kalma güdüsünün öne çıkarılmasıyla fazlasıyla sert bir hiyerarşi ve kurallar bütünü uygulatmış.Yenilikçilik ve gelenekçilik tartışmasını çok da güçlü yürütemeyen kurgu çok sert bir Darwinizmin izlerini taşıyor. Duygu durum ve düşüncelerdeki değişimlerin çok hızlı olması kurguda bir tutarsızlık örüntüsü yaratıyor ve okuma zevkini düşürüyor. " Birden, aniden" kalıplarının suyunu çıkarırcasına kullanılması kitabın aceleye getirilmiş olduğu hissi uyandırabilir. 


Çoğu argümanın yararcılık ekolüne dahil olduğu kurgu, "tabula rasa" mantrasına hafızasının sadece belli kısımları kısımları silinmiş karakterler aracılığıyla atıfta bulunuyor. Fare labirent testlerini andıran bu akıl almaz labirent ve gardiyanları doğaya tahakküm arzusunu göstermekte. Karakterlerin labirentin efendileri olan "Yaratıcılar" tarafından birer et kukla ( meat puppet ) gibi kontrol edilebilmesi çığrından çıkmış bir Descartesçiliğin izlerini taşıyor. Yunus peygamber atfı yapan yazar, Herbert Spencer'in mantrasını yanlış anlamış. ( güçlü olan değil en iyi uyum sağlayan hayatta kalır.) Temposunun yüksek olması ve merak uyandırması artıları iken aceleye getirildiği hissi ve son bölümlerde bir finale vardırmak için kurgunun adeta koşması ciddi eksileri. Entellektüel bir klinik kasaplığın son seviyelerinde olan kitap çok daha iyi olabilirmiş. Genç yetişkin ( young adult ) kitlesine hitap edecek olan eser, ciddi bilim kurgu hayranlarını tatmin etmekten uzak. Başka incelemelerde görüşmek üzere.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder