Yakın gelecekte, Amerika uyuşturucuya karşı verdiği savaşı kaybeder. Yaş farkı gözetmeksizin Amerikan rüyasından uyanmaya çalışan kalabalıklar ölümün yeni bir tadına aşık olmuştur. Nüfusun dörtte birinin kullandığı D maddesi, uzun dönemde beyinde fiziksel hasara, psikozlara ve sonunda ölüme yol açmaktadır. Bu canavarla savaşan Narkotik şubenin ajanlarından biri, büyük bir balığı oltaya getirmek için sallan yem olduğunu bilmemektedir. Fred, kovaladığı ölüm taciri Robert'la çok ortak noktaları olduğunu keşfedecektir: Aynı bedeni paylaştıkları gibi...
77 yayın tarihli olan roman, alt metni ve göndermelerini ustaca kullanan bir kurguya sahip. Eleştiri ve uyarıları göz ardı edilecek gibi değil. Uyuşturucu ile savaşmak bahanesiyle bir polis devletine dönüşen Amerika'da, artık her birey izlenmekte ve gözlenmektedir. Mahremiyet kavramı çökmüştür. İnsanlar Batı kültürü'nün çirkin yan ürünü olan kayıtsızlıkla savaşabilmek için kimyasallardan medet ummaktadır. Soğuk savaş'ın yarattığına benzer paranoyak ortam ve derin güvensizlik hissi dokunulabilecek kadar yoğundur. Kurumlara ve oynadıklara oyunlara cesurca saldırmıştır yazar.
Usta yazar K. Dick bu romanda, akıl oyunlarını ve detaycı yazını bambaşka bir seviyeye taşımıştır. Paranoyak ortamdan güzelce beslediği akıl oyunları ve tıp tarihinin en ilginç vakalarından birini yazınına dahil ederek, eleştirilerini çok katman arasında paylaştırır.Fiziksel ufak bir travma ile başlayıp, uyuşturucu ile pekişen ve kalıcı hale dönen hasar Fred'i parçalar. Beyninin sağ ve sol yarımküreleri bedenin hakimiyeti için rekabet eden Fred, bir müptela olmuştur. Gizli ajanlığın getirilerinden biri olan kişilik bölünmesine benzemez durumu, bu kalıcıdır. Kendini yok etmeye kararlı olan Fred ailesini geride bırakır ve başkası olur. D maddesi ve müptela arkadaşlarının paranoyak sohbetleri onun hayatından tek kaçışıdır . Kırık bir aşk öyküsüyle süslenen kurgu, aşıklar arasına çok sayıda engel koyar: Kokain, vicodin, eroin, lsd, d maddesi gibi...
Kedi-fare oyunlarını ustaca kullanan kurguda, kimin kaçtığı kimin kovaladığı dahi belli değildir. Şüphe ve gerilimle dolu roman boyunca; ironilerle beslenen karakterler, toplumun kırdığı bu oyuncaklar insanlara ayna görevini üstlenirler. Güneş sütünden nasıl kokain yapacağımızı da öğretirler.
Hüzünlü dokusu, şaşırtıcı sonuyla tam bir şölen olan bu roman, ustanın en güzel eserlerinden biridir. Kara edebiyatın öğelerini incelikli kullanarak, bol alt mesajıyla, zekice gönderme ve metaforlarıyla bir solukta biten bu romanı tüm bilim kurgu ve kara edebiyat hayranlarına gönül rahatlığıyla öneririm. Keyifli okumalar dilerim. Başka incelemelerde görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder