13 Kasım 2012 Salı

Yıldızların Dönüşü, Stanislaw Lem




Hal Bregg, uzun yolculuğunu bitirmiştir. Yıldızlara dokunup gelmiş bir pilot, bir kahramandır o. Gerçekten öyle midir? Yolculuğa çıktığından bu yana 126 sene geçmiştir. 150 yıldır yaşamasına rağmen 40 yaşını biraz geçkindir ve kendini kahraman gibi hissetmemektedir. O gittiğinden bu yana tüm Dünya değişmiştir. Bu adamdan zamanın kıyısından düşmüş kayıp biri olarak yeni dünyaya uyum sağlayabilecek midir?

Lem tüm hikayeyi Bregg'in ağzından anlatır. Kitabın başlarındaki kafa karışıklığı, algı yoksunluğunu, ortalarda onu terk eden dünyaya olan öfkeyi, sonunda ise mahsun bir kabullenişi o denli güçlü verir ki... kurgunun değil ancak aktarımın gücünü sergiler. "Bu neandarthal, bu fosil insan yıldızlardan hiç dönmemeliydi. Onun bugünkü toplumda yeri yok." Kendi hayatını ilerleme, bilim için tehlikeye atan insanların sorunlarını bize aktarırken toplum ve bilime saldırmaktan geri durmaz yazar. Yeni dünyanın toplumu kastra edilmiştir. Çocuklukta yapılan ufak bir kimyasal işlem tüm toplumu uyuşturmuş, arzu, heyecan, mücadele, özgecilik gibi kavramları yok etmiştir. Rahat ve ılıman bir dünyadır burası, spor yoktur, en azından bizim bildiğimiz anlamda. Yazar tüm toplumsal kalıpları tersine çevirmiştir, tezatı kullanırken belli sosyolojik çıkarımları görmezden gelmesi ancak bu şekilde açıklanabilir. Cinayet yok, şiddet yok, tecavüz yok , kabalık yok... peki bu bir ütopya mı? Yoksa kötü özellikleri imha ederken insanlığı da mı yok ettik?

Yazar kayıtsızlığın altın çağının başlarında yazdığı romanıyla batı toplumunu sertçe uyarmaya çalışıyor. Ancak Descartes'in fikir çocuklarına umarsızca saldırdıktan sonra "davranışçılık ekolünü" yüceltmesi akım içerisindeki bir tutarsızlık olarak göze çarpmakta. İletişimsizliği, anlayış yoksunluğunu kurgusuna güzelce yediren Lem, gerçekçi olabilmek için bilimsel makale ve yazarlardan bolca bahsediyor: Tıpkı kült eseri Solaris'teki gibi... Alt metni yazarın doygun çıkarımlarıyla dolu olan roman kesinlikle okunmayı hak ediyor. Solaris'in performansını göremesek de güzel bir eser olduğunu belirtme gereği duyuyorum. Keyifli okumalar dilerim. Başka incelemelerde görüşmek üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder