4 Kasım 2012 Pazar
Yolculuk 2 : Gizemli Ada
Dünya'nın merkezine gidip dönmüş olan Sean Anderson'un dünyası Jules Verne ve kitaplarından ibarettir artık. Üvey oğlunun sevgi ve saygısı için mücadele eden eski deniz subayı Hank için ise işini kolaylaştırmayı düşünmemektedir eski kaşif Sean. Bir gün büyükbabası Alex'ten şifreli bir mesaj alan Sean Gizemli Ada'yı bulmak için yola çıkmayı kafasına koymuştur bir kez. Üvey babası da bağ kurabilecekleri hoş bir tatil olduğunu düşünerek onu cesaretlendirir, böylece inanmadığı bir adayı bulmak için uzun yol kat eder ve Palau'ya gelirler. Bölgedeki fırtınalardan korkan denizciler onları istenen koordinatlara götürecek kadar deli birini bulmaları gerektiğini söyleyerek reddederler hafta sonu kaşiflerini. Külüstür helikopterini cüzi miktarlar karşısında kiralayan çılgın Gabbato ve dünya güzeli ( Sean'a göre) kızının da çerçeveye eklenmesiyle ekip tamamlanır, macera başlar...
İlk filmden daha fazla eğlenceli diyalog kullanmaya gayret edilmiş ve samimi performanslarıyla bu komedi unsurları çılgın profesör büyübaba ( Michael Caine ), korkak ama sevimli pilot ( Luis Guzman ) ve kaslı üveybaba ( Dwayne Johnson ) arasında güzel pay edilmiş. Özellikle Hank'i aileden kabul etmeyen ve arada bolca sataşan büyükbaba ve Hank'in atışmaları tebessüm yuvası. Gençlerin arasındaki romantizm de eğlenceli diyaloglara sahne oluyor. Tüm aksiyon komedi klişelerini içeren ama sıkmayan film eski güreşçi Rock'ın heybetli fiziğiyle de dalga geçmeyi unutmamış.
Karakterler rollerine oturmuşlar. Caine gene rolünün hakkını veriyor ve eğlenceli diyaloglar ve mimiklerle göz dolduruyor. Johnson zaten aksiyon-komedi, komedi filmlerinden aşina olduğumuz bir yüz, zorlanmadan komedi unsurlarını yönetiyor filmde. Luis Guzman da başarılı. Sean geçen filme göre biraz sönük kaçsa da fena oynamamış.En son Sucker Punch'ta gördüğümüz genelde müzikal filmlerde oynayan Hudgens ( Kailani ) alaycı genç kız olarak ortalamanın biraz üstünde.
Film, Verne romanlarını sevenler için tam bir şölen; göndermeleriyle göz dolduruyor ve ustaya saygı da kusur etmezken önceki filmdeki gibi tatlı bilgi kırıntılarını karakterlere takas ettirerek kurguyu süslüyor. Geneli son derece akıcı olan film, önceki filme göre duygusal sahnelere yüklenmesine rağmen ritmi bozmuyor. Aksiyon sahnelerindeki başarılı Slo-Mo kullanımı hayranlık uyandırıcı. En güzel açıda ve zamanda kullanılmış olan bu sahneler tüm sahneyi daha rahat hazmetmenize ve aksiyon sahnesinden daha çok keyif almanıza çok yardımcı oluyor.
Sadece Johnson'ın , Louis Armstrong'un " What A Wonderful World" şarkısını uyarlamasını görmek için bile izlenebilecek bir film açıkçası. Eğlenceli, sürükleyici , muhteşem manzara çekimleriyle sizi alıp bambaşka bir Dünya'ya götürüyor. Bu Verne'ün dünyası...Şimdi kim maceraya atılmak ister?
Dev kuşlar, minik filler, altın kusan volkanlar, kayıp kıtalar, Nautilus, romantizm, eğlenceli diyaloglar, çılgın büyükbabalar, elektrikli yılanbalıkları, fırtınanın gözü, bol bol gönderme ve Verne... Hepsi sizleri bekliyor. Bu eğlenceli filmi önerir, keyifli seyirler dilerim. Başka incelemelerde görüşmek üzere.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder